top of page
Ern Araştırma

Nöro Pazarlama Nedir

Genel olarak, modern pazarlamanın Peter Drucker’ın (1954) “pazarlama,

işletmenin bütününe tüketicinin bakış açısıyla bakmaktır” sözüyle başladığı kabul edilir.

Sonraları Levitt (1960), Kotler (1967) ve diğerleri ile hızlı gelişimini bugüne kadar

sürdürmüştür (Kelley, 2007, s.53-63). Son yıllarda, tüketicinin zihnindeki kara kutuyu

açmak ve anlamak konusunda önemli bir adım olarak görülen nöropazarlama (duyusal

pazarlama) araştırmaları pazarlama akademisyenlerini ve uygulamacılarını

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

422

heyecanlandırmaktadır. Nöro bilimcilerin beyindeki zihinsel faaliyet alanlarını,

sıklıklarını ve zamanlamasını belirlemede yaptıkları keşiflerin, psikoloji ve ekonomi

bilimlerine de hızla uyarlanmaya başlandığı görülmektedir. Nöro görüntüleme teknikleri

bir araştırma izleği ve standart bir araştırma aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Örneğin, ekonomi alanında nöro görüntüleme tekniklerini kullanan çalışmalar

yapılmakta ve bunlar nöroekonomi olarak adlandırılmaktadır (örn., Kenning ve

Plassman, 2005, s.343-354). Pazarlama alanında yapılan benzer araştırmalara da

nöropazarlama denilmektedir. Nöropazarlama araştırmalarının geleneksel anket ve odak

grup görüşmeleri yöntemlerine göre en önemli üstünlüğü, tüketicinin sözel olarak

verdiği cevap ile gerçekte ne düşündüğü arasındaki farkı ortadan kaldırmasıdır.

Nöropazarlama teknikleri ile tüketicinin gerçekte ne düşündüğünü anlamak mümkün

gözükmektedir. Nöropazarlama, 1990 yılının ikinci yarısında, ilk kez Harvard

Üniversitesi’nden Prof. Gerry Zaltman’ın işlevsel manyetik tınlaşım (rezonans) cihazını

(fMRI) pazarlama araştırmalarında kullandığını duyurmasıyla gündeme gelmiştir. Bu

çalışmaları, 2002 yılında, nöropazarlama kavramı ile ifade eden ise Prof. Ale Smidts’tir

(Lewis ve Bridger, 2008). O günden bu yana, bazı tıp merkezleri nöro görüntüleme

tekniklerini pazarlama sorunlarına çözüm arayan işletmelerin hizmetine sunmaya

başlamışlardır. Örneğin, ABD’de BrightHouse, İngiltere’de UK Neurosense ve Neuroco

bu hizmeti, isteyen işletmelere sunmaktadır. Wales Üniversitesi Deneysel Tüketici

Psikolojisi Merkezi, aralarında Unilever’in de bulunduğu birçok tüketici ürünleri

pazarlayan işletme ile işbirliğine başlamıştır. Her ne kadar çeşitli medya araçlarının

açıklanması gerektiği konusunda baskı yapmasına rağmen “ticari sır” olduğundan

dolayı bu araştırmalarda ne yapıldığı konusunda pek fazla bir bilgi olmamakla birlikte,

nöro görüntüleme teknikleriyle araştırmalar sürmektedir. Nöropazarlama’nın,

kuruluşların geleceğinde önemli bir rol oynayacağı ve önümüzdeki yıllarda bu alana

ayrılacak araştırma bütçelerinin büyüyeceğine kesin gözüyle bakılmaktadır.

DaimlerChrysler’ın, tüketicilerin otomobil tercihlerini değerlendirdiği nöropazarlama

sonuçları ise kamuya açıklanmıştır (Erk vd., 2002, s.2499-2503). Yiyecek maddelerinde

koku ve renk arasındaki ilişkiyi ortaya koyan, farklı reklâm mesajlarında en başarılı

olanların belirlendiği nöropazarlama araştırmaları yapılmıştır. Beyin ölçümleri uzun,

zorlu ve yüksek bütçeli çalışmalar gerektirmektedir. Financial Times’da yayınlanan bir

habere göre, MR tarama sonuçları alabilmenin saati bin dolardır. Yaklaşık 12 denekle

yapılan tek bir resim araştırmasının maliyeti 50 bin dolar civarındadır. 30 denekle

yapılan geniş bir araştırmanın bedeliyse 250 bin dolara ulaşabilmektedir. Sayılar

arttıkça yalnızca sonuçların kesinliği değil, araştırmanın maliyetleri de artmaktadır

(Özger, 2006).

Ancak pazarlamada, nöro tekniklerin kullanılıp kullanılmaması konusunda ciddi

tartışmalar ve görüş ayrılıkları yaşanmaktadır. Nöropazarlamaya karşıt olan pazarlama

akademisyenlerine göre, nöro bilim ve bilişsel psikoloji genel olarak korkutucu

konulardır. Üstelik, bu tekniklerin pazarlama bölümlerinde uygulanması pek mümkün

değildir (Lee vd., 2006, s.199-204). Pazarlama akademisyenlerinin nöropazarlamaya

olumlu baksalar dahi bu teknikleri kullanmayı bilemeyecekleri ileri sürülmektedir. Nöro

bilimciler ise, bu tekniklerin pazarlamada kullanım amacına etik açıdan karşı

çıkmaktadırlar. Tüketicinin beynindeki “satın alma düğmesini” (buy buton in the brain) 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

423

bulmak ve bireyin direnç gösteremeyeceği reklâm kampanyaları oluşturmak etik

değildir (Editorial of Nature Neuroscience, July 2004, s.638). Bu çalışma, pazarlama

akademisyen perspektifiyle, tartışmalara katkı sağlamak ve çok yeni bir konu olması

nedeniyle şu andaki bilgilerimiz çerçevesinde nöropazarlama uygulamalarının artıları ve

eksileri ile kuramsal bir değerlendirme yapmayı hedeflemektedir.

Nöropazarlama Nedir?

Nöropazarlama, tüketicilerin pazar davranışını anlamak amacıyla nöro bilimde

kullanılan tekniklerin tüketicilere uygulanmasıdır. Bu teknikler, pozitron emisyon

tomografi cihazı (PET- positron emission tomography), işlevsel magnetik tınlaşım

görüntüleme cihazı ( fMRI-functional magnetic resonance imaging), elektro beyin

grafisi cihazı (EEG-electroencephalography) ve galvanik deri tepkisi cihazı (GSRgalvanic skin response) gibi cihazları kullanan tıbbi yöntemlerdir. Örneğin, galvanik

deri tepkisi cihazı; cildin, özellikle de avuç içlerinin ve diğer kılsız bölgelerin, uyarıcıya

bir tepki olarak elektrik direncinin değişmesini saptar. Özerk sinir sisteminin otomatik

bir tepkisi olarak gözlenen bu durum, ter bezlerinin etkinliğine bağlıdır ve hem haz

verici, hem de stres yaratıcı uyarıcılarla, hatta yeni veya şartlı uyarıcılarla ortaya

çıkabilmektedir (www.termbank.net, 2008). fMRI, farklı uyarıcılar gösterildiğinde

beynin hangi alanlarının aktif hale geldiğini ve bunların derecesini gösteren bir harita

vererek beyin taraması yapmaktadır. Bu tekniklerle nöropazarlama uygulamaları ise

farklı şekillerde yapılmaktadır. Örneğin, katılımcılara görsel materyaller gösterilirken

aynı anda da beyinleri bu tarayıcı cihazlarla incelenmektedir. Beynin ön lob korteksinde

parlaklığın olması durumu, nöro faaliyetin arttığını göstermektedir. Beynin bu alanı,

bireyin tercihlerini yaptığı alandır. Bu alanda işlenen ürünle ilgili görüntülerin tüketiciyi

satın almaya teşvik ettiği düşünülmektedir (Wilkinson, 2005).

Nöropazarlama, tüketicilerin tercih mekanizmalarını etkileyen faktörleri

anlamakta ve aynı anlamı tekrar inşa etmekte kullanılmaktadır. Pazarlamanın bu yeni

alanı, ürüne karşı beynin tepkilerini ölçmekte tıbbi teknolojileri kullanmaktadır. Farklı

beyin bölgelerinde beliren etkinliklerin değişimini ölçmek yalnızca tüketicilerin neden o

ürünü seçtiklerini değil, aynı zamanda hangi beyin bölümünün bu seçimde etkin

olduğunu göstermektedir.

Tıbbın, sağlık sorunlarını çözmek için yaptığı araştırmaların sonuçları, sinir

sisteminin sırlarını da birer birer ortaya çıkartmaktadır. Beynin uyaranlara, iletilere ve

reklâmlara verdiği tepkilerin fiziki yapısını anlamak birkaç on yıl öncesine oranla çok

daha mümkün olabilmektedir. İlerleyen ve hızla sayısallaşan tıp teknolojisi sayesinde

sonuçları anlamlandırmak giderek kolaylaşmaktadır (Özger, 2006).

Nöropazarlama Araştırmaları

Baylor Tıp Fakültesi’deki (Baylor College of Medicine) bir grup araştırmacı,

2004 yılında, Coca Cola ve Pepsi’nin tüketiciler tarafından tercih edilme oranları ve

nedenlerini belirlemeye yönelik yaptıkları nöropazarlama araştırmaları sonuçlarını

yayınlamışlardır. Bu araştırmada 67 tüketiciye kör test (marka adları gösterilmeden) 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

424

uygulanmış ve her iki içecekten içen tüketicilerin hangisini daha çok tercih ettiklerini

söylemeleri istenmiştir. Test sonucunda deneklerin %75’i Pepsi’yi tercih etmiştir.

Ancak, kolayı içmeden önce marka adı gösterildiğinde ise, deneklerin %75’inin tam

tersi olarak Coca Cola’yı tercih ettikleri gözlenmiştir. Araştırmacılar testler esnasında

deneklerin beyin taramalarını yapmışlar ve Coca Cola markasının deneklerin

beynindeki hatırlamadan ve kendim-imajından (self-image) sorumlu merkezinin aşırı

bir şekilde aktifleştiğini keşfetmişlerdir. Pepsi markası gösterildiğinde ise, beynin bu

“iyiyi-hissetme merkezinde” çok az bir aktivite gözlenmiştir. Laboratuar direktörü Prof.

P.Reed Montague’ ye göre, Coca Cola markasının beynin bu bölgesine önemli bir etkisi

vardır. Markanın kırmızı ve beyaz renkleri insan davranışını kontrol eden bu alan

üzerinde ciddi bir şekilde etkili olmaktadır. Görüntüde bir parlaklık şeklinde kendini

göstermektedir. Bunun anlamı, bireyi belli bir davranışa götüren tepkiye yol açtığıdır.

Bu, bilinçaltı bir tercihtir. Bulgu, niçin hoşlandığımız marka yerine, daha güçlü markayı

tercih ederek satın aldığımızı açıklamaktadır. Emory Üniversitesi’nden G.S. Bern ise,

satınalama kararlarının çoğunun bilinçaltı tarafından yönlendirildiğine ilişkin inancını,

yaptığı nöropazarlama çalışmalarıyla kanıtlamıştır. Milton Keynes Üniversitesi Açık

Öğretim Fakültesi ve London Business School tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda

ise, tüketicilerin bir ürünü satın alırken yaptıkları marka seçimlerinde geçmiş

deneyimleri temelinde duygusal seçim yaptıklarını ortaya koymuşlardır. Beynin

hafıza/hatırlama merkezi daha aktif hale gelmektedir (http://web.ebscohost.com, 2007,

s.258-260).

Young, EEG yi kullanarak reklâm filmi görüntülerinde yalnızca belli anların

markaya dikkati çektiğini göstermiştir (2002, s.42-53). Rossiter ve arkadaşları, aynı

şekilde EEG yi kullanarak hatırlama ve bilgi edinme süreci alanında, belli görsel

sahnelerin sol frontal kortekste daha hızlı bir faaliyete neden olduğunu, dolayısıyla daha

iyi tanımlama sağladığını ortaya koymuşlardır (2001, s.13-21). Ioannides ve Ambler,

MEG deneyi sonuçlarını verdikleri raporda, kavramaya ve duyguya ilişkin reklâmların

beyin korteksindeki farklı merkezleri harekete geçirdiğini ortaya koymuşlardır

(Ioannides vd., 2000, s.11-19; Ambler vd., 2000, s.17-30). Sonuç olarak bu tür

çalışmalar, farklı reklâmların farklı beyin merkezlerini harekete geçirdiğini ortaya

koyduğundan reklâm etkinliğini ölçmede nöropazarlamanın güçlü bir araç olduğu ifade

edilmektedir. Tüketicinin seçim sürecini araştıran Braeutigam ve arkadaşları, seçimin

tahmin edilebilir ve edilemez olmasına göre, beynin farklı bölgelerinin aktif hale

geldiğini saptamışlardır (2001, s.241-253; 2004, s.293-302). Erk ve arkadaşları,

memnuniyet ve ödülle ilgili olarak, yüksek sosyal değere sahip ürünlerin (örn. spor

otomobil), düşük sosyal değere sahip ürünlere (örn. küçük otomobil) oranla beyindeki

ödül merkezini daha fazla harekete geçirdiğini ifade etmektedirler (2002, s.2499-2503).

Nöropazarlamanın Kuramsal Değerlemesi

Nöropazarlama uygulamalarını değerlendirmek için, bu uygulamaların niyeti,

kullandığı yöntem ve yarattığı sonuçları dikkate almanın, konuyu sistematize etmek

açısından yararlı olduğunu düşünmekteyiz.

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

425

Nöropazarlamanın niyeti

Nöropazarlamanın niyeti, ya da daha açık bir ifade ile amacı; bireylerin,

grupların ve organizasyonların pazarla ilgili davranışlarını daha iyi anlamak, açıklamak

ve tahmin etmektir (Lee, vd., 2007, s.199-204). Farklı kesimlerin öne sürdüğü gibi

tüketicinin bir ürünü satın alması için onu etkilemek değildir. Nöropazarlama, bu basit

ve dar bakışın çok ötesinde bir anlama sahiptir. Psikologların hoşlanma düğmesini (love

buton) aramalarına benzer bir şekilde tüketicinin ilgisini çeken konuları bulma

çabasıdır. Tüketicilerin ürün, marka ve reklâm mesajlarına verdiği tepkileri daha iyi

anlamaya çalışmaktadır. Nöropazarlamanın niyetinin yukarıda ifade edildiği biçimde

olmadığına ilişkin tartışmalar, The Lancet dergisinin Şubat (2004, s.71) sayısında editör

Donald Kennedy’nin yazısındaki “beyin görüntüleme, bireyin özel yaşam hakkını kabul

edilemez bir düzeyde ihlal etme yolu olarak kullanılacaktır” ifadesiyle alevlenmiştir. Bu

düşüncenin temelinde, pazarlama araştırmalarının ticari bir faaliyet ve tamamıyla

topluma ürün satmak amacıyla tasarlandığı görüşü yatmaktadır. Burada, pazarlamanın

ne olduğu konusuna ve bazı kesimler tarafından yapılan yanlış yorumlar (örneğin ünlü

bir siyaset bilimcinin konferansında söylediği gibi “küreselleşme bir pazarlamadır ve

pazarlama da bir aldatmacadır” gibi) üzerine yapılan tartışmaya girmeden

nöropazarlamanın niyetinin evrensel pazarlama amaçlarından farklı olmadığını

vurgulamaktayız. Nöropazarlama bugünkü uygulamalarıyla yalnızca, tüketicilerin

marka ve reklâmlara nasıl tepki verdiğini, tüketici davranışını daha iyi anlamaya çalışan

ve nöro görüntüleme tekniklerini bir araştırma aracı olarak kullanan yaklaşımdır. Lee ve

arkadaşları nöropazarlamayı; “pazarlar ve pazarlama değiş tokuşlarıyla (exchange) ilgili

insan davranışını anlamak ve analiz etmek için nöro bilim yöntemlerinin kullanılması”

olarak tanımlamaktadırlar (2007, s.199-204). Bu tanım nöropazarlamanın niyetini

göstermesi açısından iki noktada önemlidir. Birincisi, nöropazarlamayı işletmelerin

yalnızca ekonomik çıkarları için nöro görüntüleme tekniklerini kullanan bir yaklaşım

olmaktan çıkarmaktadır. İkincisi, nöropazarlama araştırmalarının alanını genişleterek

yalnızca tüketici davranışları değil örgütler arası ilişki araştırmaları gibi pazarlama

akademik yazınındaki ortak birçok ilgi alanıyla ilişkilendirmektedir.

Nöropazarlamanın kullandığı yöntem

Etik açıdan bir eylemde, niyetin ya da sonucun iyi olması, sonuca ulaşmak için

kullanılan yöntem yanlış olduğu sürece doğru değildir (Laczniak, 1983, s.66-80).

Garrett tarafından ortaya atılmış ve geniş kabul görmüş bu etik kuram temelinde

nöropazarlamanın kullandığı yöntem irdelendiğinde, yöntemin yanlış niyet ve amaçlarla

kullanılmaması koşulu ile etik olduğu söylenebilir. Çünkü Garrett’in oransallık ilkesi

adını verdiği bu kurama göre;

“Niyet ettiğim her şeyden ve sonucundan sorumluyum. İstediğim sonuç ve

kullandığım yöntem yararlı ise, etiksel olarak istenmeyen yan etkilerin doğma riskine

izin verebilirim. Yalnızca bu izni verebilmem için, belli oranda nedenim olmalıdır. Eğer

yeterli neden varsa, istenmeyen yan etkilerden sorumlu değilim.” (Ural, 2003, s.25). 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

426

Bu ilke hangi durumlarda istenmeyen yan etkilere izin verileceğini açıklamıştır.

Bir kişinin kendine gerekli olan fonksiyonlarını yitirmemesi, haklı nedenlere dayanan

davranışın yarattığı fayda ve yarattığı zarar karşılaştırıldığında faydanın zarardan

yüksek olması ve davranışın nesnelere verdiği zararın az olması durumunda istenmeyen

yan etkilere izin verilebilir. Garrett’in oransallık ilkesine göre nöropazarlamanın

kullandığı yöntem bu koşulları sağladığı takdirde uygulanabilir.

Nöro görüntüleme tekniklerinin kullanımı psikoloji, tıp ve ekonomi alanlarında

da kullanıldığı ve gönüllülük esasına dayandığı için doğru kabul edilebilir. Aletli

gözlem yöntemleri çok eskiden beri pazarlamada kullanılmaktadır. Örneğin, galvanik

deri tepkisi cihazı önceki bölümde açıklandığı gibi reklâm filmine terlemeyle verilen

tepkiyi ölçmek için kullanılmıştır.

Diğer taraftan, pazarlamada psikolojik yöntemlerin kullanılmasının yararları son

yirmi yılda üzerinde en çok durulan konulardan biri olmuştur. Özellikle, tüketicinin

kendini değerlediği ölçmelerin yer aldığı pazarlama araştırmalarında cevaplayıcının

kendi tutum ve davranışlarını tam ve gerçekçi bir biçimde ifade etme yeteneği ve

gönüllülüğüne sahip olduğu varsayılır. Oysaki cevaplayıcıları bu bağlamda kontrol

altında tutmak son derece güçtür. Hatta istenilen cevabı almak için onları etkilemek hiç

de zor değildir. Psikolojik cevaplar bireysel farklılıklar, farklı sosyal durum ve farklı

uyarıcıların güçlü etkisi altındadır. Nöropazarlamanın kullandığı yöntem bu etkileri aza

indirgeyen bir yöntem olarak gözükmektedir.

Nöropazarlamanın yarattığı sonuçlar

Nöropazarlamanın yarattığı /yaratacağı sonuçları olumlu ve olumsuz sonuçlar

temelinde ele almak daha doğru bir yaklaşımdır.

1.Olumlu sonuçlar

Nöropazarlama, anket ve odak grup gibi geleneksel araştırma yöntemlerinde

katılımcıların gerçekte söylemek istediklerini söylemeyip farklı söylemleri dışa

vurmalarından kaynaklanan sorunun çözümü olarak görülmelidir. Nöro teknikler,

katılımcıların gerçekte ne düşündüğünü izleyebilmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar,

inandıklarımızın önemli bir kısmının bilinçaltı tarafından belirlendiğini ortaya

koymaktadır (Özger, 2006). Tüketicilerin yaşamlarındaki seçimlerinin, örneğin ürün

seçme konusunda ya da hangi medya aracını izleyeceği kararında bilinçaltı rol

oynamaktadır. Dolayısıyla, bu sürecin nasıl işlediğini bilmek önemli gözükmektedir.

Nöropazarlama, pazarlama alanında daha önce tam olarak ölçülemeyen birçok konuda

yararlı sonuçlar yaratabilir. Örneğin, bu alanlar güvenin ölçülmesi, fiyatlama,

perakendecilik, reklâmcılık ve satış görüşmeleri olabilir.

Güvenin ölçülmesi

Güvenin pazarlama ilişkilerinin her düzeyinde çok kritik bir rol oynadığını

kanıtlayan birçok araştırmanın varlığına rağmen güvenin doğasının ne olduğu üzerinde 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

427

hala tartışmalar sürmektedir (Morgan ve Hunt, 1994, s.20-39; Geyskens vd., 1998,

s.223-248). Nöropazarlama araştırmaları güvenin açıklanmasında önemli içerikler

sunabilir. Ekonomi alanındaki nöroekonomi çalışmaları güvenin bazı türlerini

gerektiren deneysel oyunlarda beyindeki kaudat nükleusun (caudate nucleus) uyarıtepki ilişkilerini öğrenme anında çok aktif olduğunu ortaya koymaktadırlar (King-Casas

vd., 2005, s.78-83). Lee ve arkadaşlarının sorguladığı gibi, güven hala tekrarlanmış

pozitif uyarılara basitçe tepki vermek midir? Yoksa bunun ötesinde bir şey midir?

Örgütsel kullanıcı ürün satın alırken satıcıya, tüketici ise ürüne mi güvenir? Bir reklâma

güven ya da yeni bir iş ortağına güven, uzun süre arkadaşlık edilen birine güvenden

daha fazla bilgi edinme ve zaman mı gerektirir? İşletmeler arası güven ile işletme

tüketici arasındaki güven benzer midir? Bir işletmeye duyulan güven, bu işletmenin

temsilcisine de transfer edilebilir mi? Güven bir tüketicinin uzun yıllar tek bir markaya

sadakatini sağlar mı? (2007, s.199-204). Güvenin doğasının anlaşılması, diğer bir

deyimle güvene neden olan faktörlerin saptanması pazarlamacıların müşterileriyle

güvenli ilişkiler oluşturmalarında ya da karşılıklı yarar sağlayan örgütler arası ilişkiler

oluşturmalarında yardımcı olabilir.

Fiyatlama

Pazarlamacılar fiyatlama kararlarında birçok faktörü dikkate almak

zorundadırlar. Fiyatın yüksek ya da düşük belirlenmesi ürünün konumlandırılmasını

etkiler. Tüketicilerin fiyat karşısındaki psikolojisini anlamak, en uygun fiyatı belirlemek

için önemlidir. Örneğin, hala psikolojik fiyatlandırmanın sırrı çözülebilmiş değildir.

Tüketiciler niçin fiyatı 99.90 YTL. olan bir ürünü, 100 YTL. olan bir üründen daha

ucuz olarak algılamaktadırlar. Bizer ve Schindler’in (2005, s.771-802) çalışmalarında

ortaya koydukları gibi bu gerçekten fiyatın son iki rakamına daha az dikkat

edilmesinden mi kaynaklanmaktadır? Amaldoss ve Jain (2005, s.30-42) ise, fiyatın

sosyal rolünü açıklayarak farklı tüketicilerin fiyatı farklı algıladıklarını ortaya

koymaktadır. Fiyat, gerçekten bilginin bir parçası mıdır yoksa duygusal bir içeriğe mi

sahiptir? Spor bir araba satın alırken ki fiyat algılaması ile toz şeker satın alırken ki fiyat

algısı aynı mıdır? Bunun nedenlerini ve beynin hangi bölüm ya da merkezlerinin hangi

durumda aktif hale geldiğini nöropazarlama araştırmaları ile saptamak mümkün

gözükmektedir.

Perakendecilik

Nöropazarlama yaklaşımından perakendecilikte de yararlanılabilir. Perakendeci

raflarındaki ürünler ve ortamlar, duygusal elemanlar (sensory elements) içerdiklerinde

tüketicilerde olumlu tepkiler oluşturulabilir. Germain, bu ürünleri nöro ürünler

(neuromerchandise) olarak adlandırmaktadır (2007). Bu ürünler, neşe verici, hikâyesi

olan, sessiz konuşan ürünlerdir. Ortamda ışıklandırma, müzik, renk, personelin

davranışı gibi hoş duygular yaratan ipuçlarının olması, perakendecinin başarısını

arttırabilir.

Reklâmcılık

Reklam ajansları tüketicinin dikkatini çekmek, ilgi ve arzu yaratmak ve satın

alma eylemine dönüştürmek için AIDA (dikkat, ilgi, arzu, eylem) prensibi temelinde 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

428

reklamı yaratırlar, logo geliştirirler ve üründe kullanılacak ambalajın tasarımını

gerçekleştirirler. Ancak, çok büyük bütçelerin ayrıldığı reklâmların etkinliğini sağlıklı

bir biçimde ölçmek bugüne kadar pek de mümkün olmamıştır. Reklâm ajansları

çabalarında, daima, tüketicinin zihnindekini anlamış olduklarını ümit etmişlerdir.

Tüketicinin zihnindekini anlama, hem pazarlamacıların hem de reklâmcıların uzun

süredir uğraştıkları bir konudur. Bunun için kör testler, odak grup çalışmaları ve

anketler kullanılmaktadır. Amaç, tüketicinin istediği ürün ve hizmetleri sunarak onu

daha mutlu kılmak, hayat kalitesini arttırmaktır. Ancak, tüm bu geleneksel araştırma

yöntemlerinden elde edilen sonuçlar tüketicinin dışa vurduğu söylemlerin temelinde

yorumlanmaktadır. Acaba, tüketicinin gerçekte düşündüğü ile söylediği aynı mıdır?

Nöro tekniklerin kullanımı işte tam da bu noktada tüketicinin gerçekte ne düşündüğünü

anlamayı sağlayacağından daha etkin reklâm mesajları ve görselliğin oluşturulabileceği

düşünülmektedir (Meskauskas, 2005).

Satış görüşmeleri

Pazarlamanın temeli değiş tokuşa dayandığı için, görüşmeler kritik bir öneme

sahiptir. Tüketiciler ev, otomobil gibi ürünler satın alırken satıcıyla fiyatı pazarlık

ederler. Bu pazarlıklar her iki taraf içinde pek hoşlanılmayan bir durumdur. Bazı

işletmeler bunun için “pazarlık yapılmaz” ilkesini benimsemişlerdir (Trocchia, 2004,

s.823-854). Görüşmeler, işletmeler arasında da stratejik birleşmelerde, tedarik

kaynaklarıyla ilişkilerde, konsorsiyum, kartel gibi kısa dönemli anlaşmalarda önemlidir.

Ekonomi bilimi görüşmelerdeki oyun teorisi, rekabetsel ya da işbirliğine dayalı strateji

izleme gibi konuları ciddi şekilde araştırma konusu yaparken (McAfee ve McMillan,

1996, s.263-268; Rustichini, 2005, s.201-212), pazarlama ilişkilerinde görüşme

stratejileri ve strateji değerleme konuları pek az incelenmiştir (Trocchia, 2004, s.823-

854). Nöropazarlama araştırmalarıyla, görüşme esnasındaki davranışlar araştırılmaya

başlanmıştır. Görüşme esnasında (fiyat vb. koşullar görüşülürken) tarafların

duygularının ne zaman bilinçli davranışlarının önüne geçtiği anlaşılmaya

çalışılmaktadır. Bu anlama, tüketicinin daha iyi bir alış veriş yapmasını, görüşme

zamanını kısaltmayı ve geriye dönüp baktığında pişmanlık duymasını engellemeyi

sağlayabilir. Nöropazarlama araştırmaları belki şu sorulara da cevap bulabilir. Niçin

tüm koşullar optimal iken karşı taraf anlaşmayı kabul etmez?, Hangi koşullar karşı

tarafın karşılıklı yarar yerine yalnızca kendi yararında odaklaşmasına neden olmaktadır?

Riskli görüşme teknikleri veya karşı tarafa zarar vermeye niyetlenmiş taktikler

sergilendiğinde beynin hangi bölgesi aktif hale gelmektedir? Bu soruların cevabı

karşılıklı yarar sağlayan görüşmelerin yapılmasına yardımcı olabilir (Lee, vd., 2007,

s.199-204).

2. Olumsuz sonuçlar ve sınırlar

Pazarlamacıların bu teknikleri ikna (hatta çoğu zaman beyin yıkama olarak ifade

edilmektedir) ve aldatma (manipulasyon) amacıyla kullanmalarından korkulmaktadır

(Grimes, 2006, s.439-457). Bu konuda bazı sivil toplum örgütleri nöropazarlama

araştırmalarına karşı kampanyalar başlatmışlardır. Örneğin, Commercial Alert örgütü,

nöropazarlamanın özellikle fMRI cihazı kullanımının tüketicilerin davranışlarını

manipüle etmede kullanıldığını iddia etmiştir (Wilkinson, 2005).

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

429

Nöro tekniklerin karmaşık tüketici davranışını anlamada yetersiz kalacağı

konusunda da görüşler bulunmaktadır. Medina, bu tekniklerin özellikle pazarlama

alanında kullanılmasının son derece sınırlı olduğunu ifade etmektedir (2004, s.33):

Beyin biliminin henüz işletme uygulamalarıyla ilgili söyleyebileceği çok

az şey vardır. Şu anda, karar alma sürecinde tercihlerin yapılmasına

ilişkin biyolojik süreci anlamak uzun bir yol gerektirmektedir. Serbest

pazarın bu karmaşık yapısında insanoğlunun bunu başarması yıllar

alacaktır. Karar verme sürecindeki nörotik değişimleri anlamak, beynin

nasıl karar aldığını anlamakla aynı şey değildir. Veriler bir harita

oluşturmaktadır. Ancak haritalar nerede olduğunuzu bilmenize yardımcı

olur, bunun dışında sağlayacağı yararlar çok sınırlıdır.

Nöro bilimde, beynin sağ ve sol yarımkürelerinin hangi merkezlerden sorumlu

olduğu ve aralarındaki farklılıklar konusunda hala belirsizlikler vardır. Bu alanda son

derece karmaşık çalışmalar yürütülürken, pazarlamanın basit, tarihi geçmiş ve genel

sonuçları, kendi araştırma bulgularını değerlemede kullanması eleştirilmektedir. Nöro

bilimde hala belirsizliğin ve sınırlı anlamaların var olması nöro tekniklerin pazarlama ve

reklâm araştırmalarında kullanılmasını da sınırlandırmaktadır. Bu tekniklerin pazarlama

kavramına ne kadar uygun ve pazarlama için ne kadar değerli olduğu konusuna ihtiyatlı

yaklaşılmalıdır. Matt Andrews, fMRI cihazıyla yapılan beyin taramalarının, örneğin

hangi medya türünün (TV, radyo, gazete vs.) daha etkili olduğunu araştıran bir

nöropazarlama araştırmasında, gerçek olmayan bir laboratuar ortamı oluşturulduğunu

ifade etmektedir. Oysaki izleyicilerin gerçek dünyada çevrelerindeki birçok etkinin

altında olduğunu vurgulamaktadır (Wilkinson, 2005). Caroline Whitehall bu yöntemin

tüketicinin gelecekteki davranışını tahmin edemeyeceğini ve örneğin bir reklâma

olumlu tepki gösteren tüketicinin buna niçin olumlu tepki verdiğini anlamayı

sağlayamayacağını, bunu anlamak için daha sonra tüketiciyle yine görüşme yapılması

gerektiğini ifade etmektedir (Wilkinson, 2005). Baker Stephan’a göre ise, nöro

görüntüleme teknikleriyle saptanan tercihler daha sonra gerçek dünyadaki diğer

mesajların etkisiyle değişebilir. Nöro pazarlamanın amaçlarını gerçekleştirebileceği

henüz tartışılır aşamadadır (Business Week Online, 29.01.2008, s.30).

Genel Yorum

Sınırlamalarına ve henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen, pazarlama

analistleri nöropazarlamayı tüketici tercihlerini daha iyi ölçmek için kullanma olanağına

sahip gibi gözükmektedirler. Çünkü “bu üründen hoşlanıyor musunuz?” sorusunda

verilen sözlü cevap gerçek olmayabilir. Gerçeğin anlaşılması, pazarlamacıların ürün ve

hizmetlerin yaratılması, ürünlerin ambalajlanması ve renklendirilmesinin çok daha etkin

bir biçimde tasarlanmasına yardımcı olabilir. Tüketicinin yaşamında her gün karşılaştığı

markalarla ilgili bilgileri nasıl depoladığı ve hatırladığı anlaşılabilirse daha etkin

markalar oluşturulabilir. 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

430

Nöropazarlama, tüketicilerin “satın alma düğmesini” bulmaktan öte, bir reklâmın

tüketicilerde farkındalık yaratmak, olumlu tutum oluşturmak ve ürünleri değerlemek

için hangi elemanlarının önemli olduğunu saptamakta kullanılabilir. Eleştirilerin tam

aksine, aldatıcı, yanıltıcı, şok etkisi yaratan reklâmların daha net tespit edilmesini

sağlayarak bu türden reklâmların yasaklanmasını gerçekleştirebilir. Nöropazarlama

araştırmaları gelecekte tüketici davranışını anlamakta önemli yararlar sağlayabilir.

Pazarlamacılar bu türden araştırmaları tıp fakülteleriyle ortak projeler şeklinde

gerçekleştirebilirler.

Ancak, nöro tekniklerin pazarlama araştırmalarına uygulanmasında dikkat

edilecek önemli konular bulunmaktadır. Birincisi, nöro bilim ve psikoloji alanında

bilinenlerin ne kadarının pazarlamaya transfer edilebileceğini iyi bilmek gerekmektedir.

İkincisi, etik dışı davranışların engellenmesi için etik kuralların belirlenmesi gerekir.

Doğaldır ki etik kuralların varlığı bu kuralların tamamıyla uygulanacağı anlamına

gelmediğinden denetim mekanizmalarının oluşturulması şarttır. Bunun yanı sıra bu

kuralların nöropazarlama tekniklerini kullanacaklara benimsetilmesi önemlidir.

Bu çalışma, çok tartışılan nöropazarlama yaklaşımının gelecekteki araştırmalar

için sağlayacağı yararları, olumsuz yanlarını ve sınırlarını kuramsal temelde irdelemeyi

hedeflemiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çağdaş pazarlama yaklaşımının

gelecekte de insanlığa yararlı olacak ve refahı arttıracak biçimde yol almasında ve

rotasında yapacağı düzeltmelere kısmen ışık tutmaya çalışmıştır.

KAYNAKÇA

Amaldoss, W., Jain, S. (2005); Pricing of conspicuous goods: a competitive analysis of

social effects, Journal of Marketing Research, 42: 30-42.

Ambler, T., Ioannides, A., Rose, S., (2000); Brands on the brain: euro-images of

advertising, Business Strategy Review, 11: 17-30.

Bizer, G.Y. ve Schindler, R.M., (2005); Direct evidence of ending-digit drop-off in

price information processing, Psychological Marketing, 22: 771-802.

Braeutigam, S., Stins, J.F., Rose, S.P.R., Swithenby, S.J., Ambler, T., (2001);

Magentoencephalographic signals identify stages in real-life decision processes,

Neural Plasticity, 8: 241–253.

Braeutigam, S., Rose, S.P.R., Swithenby, S.J., Ambler, T., (2004); The distributed

neuronal systems supporting choice-making in real-life situations: differences

between men and women when choosing groceries detected using magneto

encephalography, European Journal of Neuroscience, 20: 293–302.

Drucker, P. (1954); The Practice of Management, Oxford: Butterworth-Heinemann.

Editorial of Nature Neuroscience, (2004); Brain scam?, 7: 638. 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

431

Editorial of the Lancet, (2004); The Lancet neurology: neuromarketing, beyond

branding, 3: 71.

Erk, S., Spitzer, A.P., Wunderlich, A.P., Galley, L., Walter, H., (2002); Cultural objects

modulate reward circuitry, NeuroReport 13: 2499–2503.

Germain,M.(2007);Neuromerchandising is here, http://wwwbranding20.wordpress.com,

23 Ağustos 2007.

Geyskens, I., Steenkamp, J.E.M., Kumar, N., (1998); Generalisations about trust in

marketing channel relationships using meta-analysis, International Journal of

Research in Marketing, 15: 223–248.

Grimes, A. (2006); Are we listening and learning? Understanding the nature of

hemispherical lateralization and its application to marketing, International

Journal of Market Research, 48 (4): 439-457.

http://web.ebscohost.com, (2007); Consumer Behavior, , 258-260.

Ioannides, A.A., Liu, L., Theofilou, D., Dammers, J., Burne, T., Ambler, T., Rose, S.,

(2000); Real time processing of affective and cognitive stimuli in the human

brain extracted from MEG signals, Brain Topography, 13: 11–19.

Kelley, D. (2007); I bet you look good on the sales floor, Journal of Strategic

Marketing, 15: 53-63.

Kenning, P., Plassmann, H., (2005); NeuroEconomics: an overview from an economic

perspective, Brain Research Bulletin, 67: 343–354.

King-Casas, B., Tomlin, D., Anen, C., Cemerer, C.F., Quartz, S.R., Montague, P.R.,

(2005); Getting to know you: reputation and trust in a two-person economic

Exchange, Science, 308: 78–83.

Kotler, P. (1967); Marketing Management: Analysis, Planning and Control, Englewood

Cliffs: Prentice Hall.

Laczniak, G.R.(1983); Framework for analyzing marketing ethics, Der: B.M.Enis, K.K.

Cox, M.D.Molowa, (1991), Marketing classics: A selection of influential articles,

8.baskı, Prentice Hall International, Inc., 66-80.

Lee, N.; Broderic A.J. ve Chamberlain L. (2007); What is ‘neuromarketing’? A

discussion and agenda for future research, International Journal of

Psychophysiology, 63: 199-204.

Levitt, T. (1960); Marketing myopia, Harvard Business Review, 38(4): 45–56.

Lewis ve Bridger (2008); Market researchers make increasing use of brain imaging,

McAfee, R.P., McMillan, J., (1996); Competition and game theory, Journal of

Marketing Research, 33: 263–268. 

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 17, Sayı 2, 2008, s.421-432

432

Medina, J. (2004); The neurobiology of the decision to buy, Psychiatric Times, October,

31–34.

Meskauskas,J.(2005); Mediamaze:Neuromarketing, part 1,

Morgan, R.M. ve Hunt, S.D., (1994); The commitment–trust theory of relationship

marketing, Journal of Marketing, 58: 20–39.

Özger, O.T. (2006); Neuromarketing-duygusal pazarlama,

http://www.autocadgunlugu.com/, 31, Ağustos, 2006.

Rossiter, J.R., Silberstein, R.B., Harris, P.G., Nield, G.A., (2001); Brain-imaging

detection of visual scene encoding in long-term memory for TV commercials,

Journal of Advertising Research, 41: 13–21.

Rustichini, A., (2005); Neuroeconomics: present and future, Games Economic

Behavior, 52: 201–212.

Stephan B., (2008); Business Week Online, 29.01.2008, 30.

Trocchia, P.J., (2004); Caving, role playing, and staying home: shopper coping

strategies in a negotiated pricing environment, Psychological Marketing, 21:

823–854.

Ural, T., (2003), İşletme ve Pazarlama Etiği, Detay yayıncılık, Ankara, s.25

Wilkinson, 2005, Marketing week, şubat 3.

Young, C., (2002); Brain waves, picture sorts and branding moments, Journal of

Advertising Research, 42: 42–53. 

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

NAIDAS Satış Modeli Nedir ?

NAIDAS, pazarlama ve reklamcılıkta kullanılan AIDA modelinin biraz daha geliştirilmiş halidir.NAIDAS modelinin adını oluşturan harflere...

Comentarios


bottom of page