top of page

Arama Sonuçları

"" için 144 öge bulundu

  • Hangi Mesleğin Size Uygun Olduğunu Nasıl Anlarsınız?

    Kendinize en uygun mesleği bulmak, hem kişisel hem de profesyonel tatmin açısından büyük önem taşır. Bu süreç, kendinizi tanımak, ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve değerlerinizi anlamak ve çeşitli meslekleri araştırmak gibi adımları içerir. İşte hangi mesleğin size uygun olduğunu anlamanıza yardımcı olacak adımlar: 1. Kendinizi Tanıyın a. İlgi Alanlarınız Hangi aktivitelerden keyif alıyorsunuz? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi konular hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsunuz? b. Yetenekleriniz ve Becerileriniz Hangi alanlarda doğal yeteneklere sahipsiniz? Hangi becerileri geliştirdiniz ve hangi konularda iyi olduğunuzu düşünüyorsunuz? c. Kişilik Özellikleriniz İçedönük mü yoksa dışadönük müsünüz? Takım çalışmasını mı yoksa bağımsız çalışmayı mı tercih ediyorsunuz? Stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? 2. Mesleki Değerlerinizi Belirleyin İş yaşamında sizin için önemli olan nedir? (Maddi kazanç, iş güvencesi, topluma katkı, kişisel gelişim vb.) Hangi iş ortamında çalışmak sizi mutlu eder? (Esnek çalışma saatleri, yaratıcı bir ortam, kurumsal yapı vb.) 3. Kariyer ve Meslek Testleri Yapın Kariyer Testleri:  Çeşitli online kariyer ve meslek testleri, ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve kişilik özelliklerinizi analiz ederek size uygun meslekler hakkında fikir verebilir. Örneğin, Myers-Briggs Type Indicator (MBTI) , Holland Code (RIASEC)  ve Strong Interest Inventory  gibi testler. 4. Meslekleri Araştırın Meslek Tanımları ve Gereksinimleri:  Hangi mesleklerin hangi yetenekleri ve becerileri gerektirdiğini öğrenin. İş Olanakları:  Seçtiğiniz meslekte iş bulma olasılığı nedir? İş piyasası araştırmaları yaparak bilgi edinin. Gelecek Trendleri:  Seçtiğiniz meslek gelecekte nasıl bir konumda olacak? Teknolojik ve ekonomik değişimlerin mesleğinizi nasıl etkileyebileceğini değerlendirin. 5. Mentorluk ve Profesyonel Danışmanlık Alın Mentorlar:  İlgilendiğiniz alanlarda çalışan profesyonellerle tanışarak, onların deneyimlerinden ve bilgilerinden faydalanın. Kariyer Danışmanları:  Profesyonel kariyer danışmanları, size uygun meslekleri belirlemede ve kariyer planlamasında yardımcı olabilir. 6. Deneyim Kazanın Stajlar:  İlginizi çeken alanlarda staj yaparak, mesleği yerinde deneyimleme fırsatı bulabilirsiniz. Gönüllü Çalışmalar:  Gönüllü çalışmalar, ilgi alanlarınıza ve yeteneklerinize uygun meslekleri keşfetmenizi sağlayabilir. Geçici İşler:  Kısa süreli işlerde çalışarak, farklı meslekleri ve iş ortamlarını gözlemleyebilirsiniz. 7. Eğitim ve Gelişim Gereken Eğitim:  Seçtiğiniz meslek için hangi eğitim ve sertifikalar gereklidir? Bu eğitimleri almayı planlıyor musunuz? Kendi Kendine Öğrenme:  Online kurslar, atölyeler ve eğitim programları ile ilgi duyduğunuz alanlarda kendinizi geliştirin. 8. Hedefler Belirleyin ve Plan Yapın Kısa ve Uzun Vadeli Hedefler:  Kariyerinizde ulaşmak istediğiniz hedefleri belirleyin ve bu hedeflere ulaşmak için bir plan oluşturun. Esneklik:  Kariyer planlarınızı oluştururken esnek olun ve gerektiğinde planlarınızı revize etmeye açık olun. Özetleyecek olursak; Kendinizi Tanıyın:  İlgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve kişilik özelliklerinizi belirleyin. Meslekleri Araştırın:  Farklı mesleklerin gereksinimlerini ve iş olanaklarını inceleyin. Deneyim Kazanın:  Stajlar, gönüllü çalışmalar ve geçici işler ile meslekleri deneyimleyin. Eğitim ve Gelişim:  Gereken eğitimleri alın ve kendinizi geliştirin. Mentorluk ve Danışmanlık Alın:  Mentorlar ve kariyer danışmanlarından yardım alın. Hedefler Belirleyin:  Kariyer hedeflerinizi belirleyin ve plan yapın. Bu adımları izleyerek kendinize en uygun mesleği bulma yolunda önemli bir adım atmış olursunuz. Unutmayın, kariyer yolculuğu zaman alabilir ve bu süreçte sabırlı olmak önemlidir.

  • Konkordato Nedir?Konkordato Türleri?Konkordato Nasıl İlan Edilir?

    Konkordato, borçlu şirketlerin veya bireylerin borçlarını yeniden yapılandırmak ve iflastan kaçınmak amacıyla alacaklılarıyla yaptıkları bir anlaşmadır. Bu süreç, borçlunun mali durumunu düzeltmek ve faaliyetlerini sürdürebilmesini sağlamak için bir fırsat sunar. Konkordato ilan etme süreci hukuki bir prosedürdür ve belirli adımlar takip edilerek gerçekleştirilir. İşte konkordatonun ne olduğu ve nasıl ilan edildiği hakkında detaylı bilgiler: Konkordato Nedir? Konkordato: Borçlunun, alacaklılarıyla belirli bir ödeme planı üzerinde anlaşmasını sağlayan hukuki bir süreçtir. Amacı, borçlunun iflastan kaçınarak borçlarını ödeyebilmesi ve faaliyetlerine devam edebilmesidir. Konkordato sürecinde borçlu, alacaklılarına belirli bir oranda ödeme yapmayı taahhüt eder ve kalan borçların bir kısmı silinebilir veya ödeme vadeleri uzatılabilir. Konkordato, mahkeme onayı gerektiren bir süreçtir ve yargı denetimi altında gerçekleştirilir. Konkordato Türleri Adi Konkordato: Borçlu, borçlarının belirli bir yüzdesini alacaklılarına ödemeyi teklif eder. Alacaklılar bu teklifi kabul ederse ve mahkeme onaylarsa, kalan borçların bir kısmı silinebilir. İflastan Sonra Konkordato: İflas etmiş borçlular için geçerlidir. İflasın ardından borçlunun mali durumunu düzeltmesi için bir fırsat sunar. Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması: Şirketlerin mali durumunu düzeltmek ve faaliyetlerine devam edebilmek için alacaklılarıyla uzlaşma sağlamalarını amaçlar. Konkordato Nasıl İlan Edilir? Konkordato ilan etme süreci genellikle şu adımları içerir: Başvuru Hazırlığı: Borçlu, konkordato talebini içeren bir dilekçeyi hazırlamalıdır. Bu dilekçede borçlunun mali durumu, borçları, alacaklıları ve konkordato teklifine ilişkin detaylar yer almalıdır. Başvurunun Yapılması: Konkordato talebi, borçlunun yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi'ne yapılır. Talep dilekçesiyle birlikte, borçlunun mali durumunu gösteren belgeler ve konkordato teklifine ilişkin detaylar sunulur. Geçici Mühlet Kararı: Mahkeme, konkordato talebini inceledikten sonra geçici mühlet kararı verebilir. Geçici mühlet kararı, borçlunun malvarlığına yönelik takip işlemlerini durdurur ve borçluya mali durumunu düzeltmek için süre tanır. Bu süreçte, borçlunun mali durumu ve konkordato teklifinin uygulanabilirliği incelenir. Konkordato Komiserinin Atanması: Mahkeme, borçlunun mali durumunu denetlemek ve konkordato sürecini yönetmek üzere bir konkordato komiseri atar. Konkordato komiseri, borçlunun faaliyetlerini izler ve raporlar hazırlar. Alacaklılar Toplantısı: Geçici mühlet süresi içinde alacaklılar toplantısı düzenlenir. Bu toplantıda borçlunun konkordato teklifi alacaklılara sunulur ve alacaklıların onayı alınır. Konkordato teklifinin kabulü için alacaklıların belirli bir çoğunluğunun onayı gereklidir. Kesin Mühlet ve Mahkeme Onayı: Alacaklılar toplantısında konkordato teklifinin kabul edilmesi halinde, mahkeme kesin mühlet kararı verir. Kesin mühlet süresi içinde borçlu, konkordato teklifini uygulamaya koyar. Mahkeme, konkordato teklifinin uygulanabilirliğini ve alacaklıların çıkarlarını gözeterek nihai kararını verir. Konkordatonun Başarılı veya Başarısız Olması: Eğer konkordato teklifi başarılı olursa ve borçlu ödeme planına uyarsa, mahkeme konkordatonun tamamlandığını ve borçlunun borçlarının yeniden yapılandırıldığını ilan eder. Eğer konkordato teklifi başarısız olursa veya borçlu ödeme planına uymazsa, mahkeme konkordatonun feshedilmesine karar verebilir ve iflas prosedürü başlatılabilir. Konkordato süreci, borçlu ve alacaklılar için karmaşık ve hukuki bir süreçtir. Bu nedenle, konkordato ilan etmeyi düşünen borçluların ve alacaklıların, süreç boyunca hukuki danışmanlık almaları önemlidir.

  • Belediye Şirketleri ile Özel Şirketler Arasındaki Farklar

    Belediye şirketleri ve özel şirketler, amaçları, yönetim yapıları, finansman kaynakları ve işleyişleri açısından birçok farklılık gösterir. İşte belediye şirketleri ile özel şirketler arasındaki başlıca farklar: 1. Sahiplik ve Amaç Belediye Şirketleri: Sahiplik:  Belediye veya yerel yönetimler tarafından sahiplenilir ve yönetilir. Amaç:  Kamu hizmeti sağlamak ve toplumsal fayda yaratmak. Kâr amacı gütmezler ya da kâr ikincil önceliktedir. Özel Şirketler: Sahiplik:  Özel bireyler, yatırımcılar veya şirketler tarafından sahiplenilir ve yönetilir. Amaç:  Kâr elde etmek ve hissedar değerini maksimize etmek. 2. Finansman ve Gelir Kaynakları Belediye Şirketleri: Finansman:  Kamu bütçesinden, yerel vergilerden veya belediye gelirlerinden finanse edilir. Gelir Kaynakları:  Hizmet ücretleri, belediye yardımları ve bazen devlet sübvansiyonları. Özel Şirketler: Finansman:  Özel sermaye, banka kredileri, özkaynak ve borçlanma yoluyla finanse edilir. Gelir Kaynakları:  Ürün ve hizmet satışları, yatırımlar ve diğer ticari faaliyetlerden elde edilen gelirler. 3. Yönetim ve Denetim Belediye Şirketleri: Yönetim:  Belediye başkanı veya belediye meclisi tarafından atanmış yönetim kurulu ve yöneticiler tarafından yönetilir. Denetim:  Kamu denetim organları ve belediye meclisi tarafından sıkı bir şekilde denetlenir. Özel Şirketler: Yönetim:  Hissedarlar tarafından seçilen yönetim kurulu ve profesyonel yöneticiler tarafından yönetilir. Denetim:  İç ve dış denetçiler tarafından denetlenir; ayrıca sermaye piyasası kurulları gibi regülatörlerin denetimine tabidir. 4. Karar Alma Süreçleri Belediye Şirketleri: Karar Alma:  Kararlar genellikle daha bürokratik ve yavaş alınır. Belediye meclisi onayı ve kamu çıkarları göz önünde bulundurulmalıdır. Özel Şirketler: Karar Alma:  Kararlar daha hızlı ve esnektir. Piyasa koşullarına ve rekabet dinamiklerine göre hızlı tepki verebilirler. 5. Hizmet ve Ürün Yelpazesi Belediye Şirketleri: Hizmetler:  Temizlik, su ve kanalizasyon, toplu taşıma, park ve rekreasyon hizmetleri gibi kamu hizmetleri sunar. Özel Şirketler: Hizmetler ve Ürünler:  Geniş bir yelpazede ürün ve hizmet sunar, müşteri taleplerine ve piyasa fırsatlarına göre çeşitlilik gösterebilir. 6. Hedef Kitle Belediye Şirketleri: Hedef Kitle:  Genellikle belirli bir coğrafi bölgedeki tüm vatandaşlara hizmet verir. Özel Şirketler: Hedef Kitle:  Pazar segmentasyonuna göre belirli müşteri gruplarını hedef alır. Global veya ulusal ölçekte faaliyet gösterebilir. 7. Yasal Çerçeve ve Düzenlemeler Belediye Şirketleri: Yasal Çerçeve:  Kamu yönetimi ve yerel yönetim yasalarına tabidir. Kamu ihale kanunlarına uygun hareket etmek zorundadır. Özel Şirketler: Yasal Çerçeve:  Ticaret ve şirket yasalarına tabidir. Rekabet ve tüketici koruma yasalarına uygun hareket eder. 8. Hesap Verebilirlik Belediye Şirketleri: Hesap Verebilirlik:  Kamuya ve seçilmiş yerel yöneticilere hesap verir. Toplumsal denetim yüksektir. Özel Şirketler: Hesap Verebilirlik:  Hissedarlarına ve düzenleyici kurumlara hesap verir. Piyasa denetimi ve müşteri memnuniyeti önemlidir. 9. İş Gücü ve Sendikalar Belediye Şirketleri: İş Gücü:  Çoğunlukla kamu çalışanlarından oluşur ve genellikle sendikalar tarafından temsil edilirler. Özel Şirketler: İş Gücü:  Çeşitli endüstrilerden profesyonel çalışanlardan oluşur. Sendikaların varlığı sektöre göre değişiklik gösterebilir. Bu farklılıklar, belediye şirketleri ve özel şirketlerin faaliyetlerini, yönetim tarzlarını ve stratejik yaklaşımlarını belirler. Her iki tür şirketin de kendine özgü avantajları ve zorlukları vardır. Bu yüzden, belirli bir amaç veya hizmet doğrultusunda hangi tür şirketin daha uygun olduğunu belirlemek, duruma ve ihtiyaçlara göre değerlendirilmelidir.

  • Meslek Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

    Meslek seçimi, bireyin yaşamında önemli bir dönüm noktasıdır ve dikkatli bir değerlendirme gerektirir. Doğru meslek seçimi, bireyin uzun vadeli tatmini, başarıyı ve genel mutluluğu için kritiktir. İşte meslek seçiminde dikkat edilmesi gereken temel hususlar: 1. Kişisel İlgi ve Yetenekler İlgi Alanları:  Hangi konularda tutkulusunuz? Sevdiğiniz ve ilgilendiğiniz alanlar, meslek seçiminde önemli bir rol oynar. Yetenekler:  Hangi becerilere sahipsiniz? Doğal yetenekleriniz ve geliştirdiğiniz beceriler, hangi meslekte başarılı olabileceğinizi belirlemede yardımcı olur. 2. Kişilik Özellikleri Kişilik Tipi:  Mesleki kişilik testleri (örneğin, Myers-Briggs Type Indicator) sizin hangi iş ortamlarında ve rollerde daha mutlu olabileceğinizi gösterebilir. Çalışma Stili:  Bağımsız mı yoksa takım içinde mi çalışmayı tercih edersiniz? Hangi tür çalışma ortamları sizi daha verimli kılar? 3. Eğitim ve Eğitim İmkanları Gereken Eğitim:  Seçtiğiniz meslek için hangi eğitim ve sertifikalar gereklidir? Bu eğitimleri almayı planlıyor musunuz? Eğitim Maliyetleri:  Gerekli eğitimlerin maliyeti ve süresi hakkında bilgi sahibi olun ve bunları karşılayıp karşılayamayacağınızı değerlendirin. 4. İş Piyasası ve Gelecek Trendleri İş Olanakları:  Seçtiğiniz meslekte iş bulma olasılığı nedir? İş piyasası araştırmaları yaparak bu konuda bilgi edinin. Gelecek Trendleri:  Seçtiğiniz meslek gelecekte nasıl bir konumda olacak? Teknolojik ve ekonomik değişimlerin mesleğinizi nasıl etkileyebileceğini değerlendirin. 5. Maddi Beklentiler Maaş ve Yan Haklar:  Seçtiğiniz mesleğin maaş aralığı nedir? Bu maaş beklentilerinizi ve yaşam standartlarınızı karşılayacak mı? Kariyer İlerleme Fırsatları:  Mesleğinizde ilerleme ve maaş artışı imkanları neler? Uzun vadeli kariyer hedeflerinizi destekleyecek mi? 6. Çalışma Koşulları Çalışma Saatleri:  Mesleğinizin gerektirdiği çalışma saatleri sizin yaşam tarzınıza uygun mu? Esnek çalışma saatleri mi yoksa sabit mi? Çalışma Ortamı:  Mesleğinizin gerektirdiği çalışma ortamı sizin için uygun mu? Ofis, saha, evden çalışma gibi seçenekler nelerdir? 7. Kişisel ve Ailevi Durumlar Aile Sorumlulukları:  Ailevi sorumluluklarınız meslek seçiminde önemli bir rol oynayabilir. Bu sorumlulukları göz önünde bulundurun. Yaşam Tarzı:  Seçtiğiniz meslek yaşam tarzınıza uyumlu mu? İş-yaşam dengesi sizin için ne kadar önemli? 8. Değerler ve Motivasyonlar Kişisel Değerler:  Kendi değerlerinizi ve bu değerlerin mesleğinizle ne kadar uyumlu olduğunu değerlendirin. Örneğin, topluma hizmet etmek sizin için önemliyse, bu değeri karşılayan bir meslek seçmek tatmin edici olabilir. İçsel ve Dışsal Motivasyonlar:  Sizi neyin motive ettiğini belirleyin. İçsel motivasyon (kişisel gelişim, başarı hissi) ve dışsal motivasyon (maaş, iş güvenliği) dengesini göz önünde bulundurun. 9. Mentorluk ve Profesyonel Danışmanlık Mentorlar ve Danışmanlar:  Meslek seçiminde deneyimli kişilerden (mentorlar) veya kariyer danışmanlarından yardım almak, bilinçli kararlar vermenize yardımcı olabilir. Ağ Kurma (Networking):  İlgilendiğiniz alanlarda çalışan profesyonellerle tanışarak, onların deneyimlerinden ve bilgilerinden faydalanın. 10. Deneyim ve Stajlar Deneyim Kazanma:  Seçtiğiniz meslekle ilgili staj yapma veya geçici işlerde çalışma fırsatlarını değerlendirin. Bu, mesleğin sizin için uygun olup olmadığını anlamanıza yardımcı olur. Gönüllü Çalışmalar:  Gönüllü çalışmalar, ilgi alanlarınıza ve yeteneklerinize uygun meslekleri keşfetmenizi sağlayabilir. Meslek seçimi, uzun vadeli bir karardır ve bu süreçte acele edilmemelidir. Kendi ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi, değerlerinizi ve yaşam hedeflerinizi göz önünde bulundurarak bilinçli ve iyi düşünülmüş bir karar vermek, meslek hayatınızda tatmin ve başarıya ulaşmanıza yardımcı olacaktır.

  • Skop Ekonomisi Nedir?

    Daha kârlı Olmak İçin Fiyatlama Temelleri -1 Rekabet ortamında karlılığı arttırmak ve başarılı olabilmek için 2 ana yol vardır. Daha uygun fiyatta olmak Çok farklı biri ürün/hizmet yaratmak Bu iki şarttan birini sağlamak gereklidir. Bunun içinse yapılması gerekenler aşağıdadır.   1.  Rekabetçi ortamda maliyet avantajı yakalamak Uygun fiyat sağlayabilmek için içsel ve dışsal maliyet avantajları yakalamanız gereklidir İçsel Maliyet verimlilikleri 1.1.           “Skop” ekonomisi yaratmak Skoptan kastımız üretim portföyüdür. Bazı firmalar yalnızca bir üretirken/satarken bazı firmalar birçok ürün üretirler. Birçok ürün ve hizmet satabiliyor olmak sabit giderlerin bölüşülmesinden dolayı daha karlıdır. Örneğin bazı benzincilerde marketler açılması (maliyetlerin paylaşılması),  Türk Hava Yollarının diğer hava yollarının pilotlarını eğitmesi veya uçaklarına bakım yapması, kendi call center’ını başka firmalarla paylaşmak vb. Daha çok ürün geliştirmek birim maliyetlerinizi düşürecektir. Buradaki numara sabit maliyetlerinizi düşüreceğiniz ürünler bulmaktadır. 1.2.           “Ölçek” ekonomisi yaratmak Ölçekten kastımız uzun vadeli üretim miktarıdır. Her aktivitede, satın almadan nakliyeye, muhasebeden planlamaya, üretim/hizmet miktarı arttıkça birim maliyet düşer. Bunun nedenleri şöyledir: Daha büyük ölçeklerde çalışmak kişilerin daha verimli çalışmalarını sağlar – Değişim için harcanan zaman kayıpları azalır ve uzmanlaşma artar. Ürün başına düşen sabit maliyet azalır. Daha verimli üretim prosesi sağlanır. Üretim miktarı artınca hataların düzeltilmesine daha fazla zaman harcanabildiği için fire oranları düşmektedir. Bu şekilde başarılı olabilmek için piyasa fiyatını iyice “limitlemeniz” gereklidir. Yani uygun olan en düşük fiyatla piyasaya girerek yeni alıcıların teşvik edilmesi ve piyasa payının arttırılması gereklidir. Bu şekilde de yeni piyasaya girecek rakiplerinizi engellemiş olursunuz. Ürünlerimizde sürekli yeni versiyonlar ekleyerek de aynı başarıyı sağlayabilirsiniz. Sonuç aynı kapıya çıkacaktır. Örneğin İntel’i ve birçok traş bıcağı firmasını görebilirsiniz.   1.3.           Deneyim ekonomisi yaratmak Üretim miktarları aynı olsa da daha eski firmalar, daha çok deneyim biriktirdikleri için daha az maliyetle üretim yapabilirler. Uçak endüstrisinde yapılan analizlerde görülmüştür ki; bir uçak fabrikası 2. uçağı 4.000 saatte üretiyorken, 8. uçağı 2600 saatte üretebilmektedir. Hemen hemen tüm firmalarda üretim miktarı artıkça verimlilik artmaktadır. Yani üretimin ilk %20’lik dilimini üretmekteki maharet ile son %20’sini üretmekteki maharet farklıdır. Bu verimlilik sadece üretim hattında değil, aynı zamanda ARGE’de, pazarlamada ve hatta muhasebede bile görülmektedir. Bu konuda en önemli taktiklerden biri de şudur;  şimdiki değil, gelecekteki oluşturacağınız deneyim ekonomisi avantajını planlayarak fiyatlarınızı şimdiden indirerek (hatta şimdiki maliyetlerinizin altına), Pazar payınızı ve sizin ürünlerinize olan talebinizi arttırabilirsiniz. Bu da sizin üretiminizi arttırmanıza neden olacaktır. O zaman da hem ölçek hem de deneyim ekonomisinden yararlanarak maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. Dünyada birçok firma büyük Pazar paylarına ve karlılığa böyle ulaşmaktadır.   Tabi bu taktik bazı hallerde işlemez; Alıcılar fiyata duyarlı değillerse Deneyimle sağlanacak maliyet azaltması miktarı az ise Rakiplerde hemen fiyat indirebiliyorsa (bilinçsizce olsa bile) Deneyimlerinizi rakipleriniz de hemen öğrenebiliyorsa veya hemen görebiliyorlarsa Deneyim ile öğrenmek üretim miktarını arttırmakla olmuyorsa (yani başka nedenlerden oluyorsa) kaynak:karenstitüsü

  • Şirket Değerlendirmesi Nasıl Yapılır?Şirket Değerlendirme Yöntemleri

    Şirket değerlendirmesi (değerleme), bir şirketin piyasa değerini veya ekonomik değerini belirleme sürecidir. Bu süreç, çeşitli yöntemler ve teknikler kullanılarak gerçekleştirilir ve yatırım kararları, satın alma işlemleri, finansal raporlama ve stratejik planlama gibi birçok alanda kullanılır. İşte en yaygın şirket değerleme yöntemleri ve adımları: 1. Piyasa Değerleme Yöntemleri a. Karşılaştırılabilir Şirket Analizi (Comparable Company Analysis - CCA) Adımlar: Benzer özelliklere sahip halka açık şirketlerin belirlenmesi. Bu şirketlerin finansal metriklerinin (P/E oranı, P/S oranı, EV/EBITDA oranı vb.) analizi. Kendi şirketinizin finansal metriklerinin bu karşılaştırılabilir şirketlerin ortalamalarıyla karşılaştırılması. b. Karşılaştırılabilir İşlem Analizi (Precedent Transaction Analysis) Adımlar: Benzer şirketlerin geçmişteki satın alma ve birleşme işlemlerinin incelenmesi. Bu işlemlerde kullanılan değerleme çarpanlarının belirlenmesi. Kendi şirketinizin bu çarpanlar kullanılarak değerlenmesi. 2. Gelir Değerleme Yöntemleri a. İndirgenmiş Nakit Akışı (Discounted Cash Flow - DCF) Analizi Adımlar: Şirketin gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilmesi. Bu nakit akışlarının bugünkü değerine indirgenmesi için uygun bir iskonto oranının belirlenmesi (genellikle ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti - WACC kullanılır). İndirgenmiş nakit akışlarının toplamının şirketin değeri olarak hesaplanması. b. Kazanç Çarpanı Yöntemi Adımlar: Şirketin gelecekteki kazançlarının tahmin edilmesi. Bu kazançların belirli bir çarpanla (P/E oranı gibi) çarpılması. Sonuç olarak şirketin değerinin hesaplanması. 3. Varlık Değerleme Yöntemleri a. Net Varlık Değeri (Net Asset Value - NAV) Adımlar: Şirketin tüm varlıklarının piyasa değerinin belirlenmesi. Şirketin tüm borçlarının toplamının belirlenmesi. Varlıkların toplam değerinden borçların toplam değerinin çıkarılması (net varlık değeri). b. Tasfiye Değeri Adımlar: Şirketin varlıklarının hızlı bir şekilde satılması durumunda elde edilebilecek değerlerin belirlenmesi. Şirketin borçlarının toplamının belirlenmesi. Tasfiye değerinden borçların çıkarılmasıyla net tasfiye değerinin hesaplanması. 4. Diğer Değerleme Yöntemleri a. Gerçek Opsiyon Analizi Adımlar: Şirketin gelecekteki projelerinin ve yatırımlarının değerinin belirlenmesi. Bu projelerin opsiyon fiyatlama modelleri kullanılarak değerlenmesi. b. Ekonomik Katma Değer (Economic Value Added - EVA) Adımlar: Şirketin net işletme karının (NOPAT) belirlenmesi. Şirketin toplam sermaye maliyetinin hesaplanması. NOPAT'tan sermaye maliyetinin çıkarılmasıyla şirketin ekonomik katma değerinin hesaplanması. Değerleme Sürecinde Dikkate Alınacak Faktörler Finansal Performans:  Gelirler, kârlılık, nakit akışları ve büyüme oranları. Piyasa Koşulları:  Rekabet durumu, sektör trendleri ve ekonomik koşullar. Yönetim Kalitesi:  Yönetim ekibinin deneyimi ve başarısı. Riskler:  İşletme riskleri, finansal riskler ve piyasa riskleri. Varlıkların Kalitesi:  Fiziksel varlıklar, fikri mülkiyet ve diğer varlıkların durumu. Şirket değerleme, karmaşık ve çok yönlü bir süreç olmakla birlikte, her bir yöntemin avantajları ve sınırlamaları vardır. Genellikle, birden fazla yöntem kullanılarak yapılan değerleme, daha güvenilir sonuçlar sağlamaktadır. Değerleme sürecinde profesyonel danışmanlardan veya uzmanlardan yardım almak, daha doğru ve güvenilir sonuçlar elde etmenizi sağlayacaktır.

  • Mentorla Çalışmanın Yararları

    Mentorla çalışmanın birçok yararı vardır. İşte bunlardan bazıları: Deneyim ve Bilgi Paylaşımı : Mentorlar genellikle alanlarında geniş bir bilgi ve deneyime sahiptirler. Bu deneyim ve bilgileri mentorluk yaptıkları kişilere aktararak onların hızlı bir şekilde gelişmelerine yardımcı olurlar. Kariyer Gelişimi : Mentorlar, menteelerin kariyer yolculuklarında karşılaşabilecekleri zorluklar ve fırsatlar hakkında rehberlik yapabilirler. Kariyer hedeflerini belirleme ve bu hedeflere ulaşma konusunda stratejiler geliştirmelerine yardımcı olabilirler. Ağ Kurma : Mentorlar genellikle geniş bir profesyonel ağa sahiptir. Menteelere bu ağlara erişim sağlayarak yeni fırsatlar yaratabilirler. Geri Bildirim ve Destek : Mentorlar, menteelere sürekli geri bildirim vererek onların güçlü ve zayıf yönlerini fark etmelerine yardımcı olurlar. Aynı zamanda, karşılaşılan zorluklar karşısında moral ve motivasyon sağlarlar. Gelişim Fırsatları : Mentorlar, menteelerin kişisel ve profesyonel gelişimlerini desteklemek için çeşitli eğitim ve gelişim fırsatlarını tanıtabilirler. Bu, kurslar, atölye çalışmaları veya kitap önerileri gibi çeşitli kaynakları içerebilir. Hedef Belirleme ve Planlama : Mentorlar, menteelerin hedeflerini belirlemelerine ve bu hedeflere ulaşmak için eylem planları oluşturmalarına yardımcı olurlar. Bu, uzun vadeli başarı için kritik bir adımdır. Kişisel Gelişim : Mentorluk sadece profesyonel değil, aynı zamanda kişisel gelişimi de destekler. Mentorlar, menteelerin özgüvenlerini artırmalarına, liderlik becerilerini geliştirmelerine ve daha iyi kararlar almalarına yardımcı olabilirler. Mentorla çalışmak, menteelerin hem kariyerlerinde hem de kişisel yaşamlarında önemli kazanımlar elde etmelerini sağlayabilir. Bu tür bir rehberlik, başarıya giden yolda büyük bir fark yaratabilir.

  • İşçi Yıllık İznini Hangi Hallerde Kullanamaz

    İşçi senelik iznini bazı durumlarda kullanamayabilir. İşte bu durumlar: İşverenin Onayı : Senelik izin, işverenin onayı ile kullanılmalıdır. İşveren, işin durumu ve ihtiyaçlarına göre izin talebini erteleyebilir veya reddedebilir. Deneme Süresi : İşçi, işe başladığında bir deneme süresi geçiriyorsa, bu süre zarfında yıllık izin kullanamayabilir. Deneme süresi sonunda hak kazanılan izinler kullanılabilir. Yetersiz Çalışma Süresi : İşçi, yıllık izin hakkı elde etmek için belirli bir süre çalışmış olmalıdır. Türkiye'de bu süre genellikle 1 yıl olarak belirlenmiştir. Henüz bu süreyi doldurmamış işçiler yıllık izin hakkını kullanamazlar. Hastalık veya Mazeret İzni : İşçi, hastalık izni, mazeret izni veya diğer izin türlerinde olduğu gibi başka bir izin kullanıyorsa, aynı dönemde yıllık izin kullanamaz. İşverenin Yoğun Dönemleri : İşveren, işyerindeki yoğun dönemler sırasında işçinin yıllık izin kullanmasını erteleyebilir. Örneğin, sezonluk işlerde yoğun çalışma dönemlerinde yıllık izin kullanımı sınırlı olabilir. Senelik izin kullanımıyla ilgili daha detaylı bilgi ve durumlar için işyerindeki insan kaynakları departmanı veya ilgili iş kanunlarına başvurulması faydalı olacaktır.

  • Bitcoin mi daha çok kazandırır Alt coinler mi ?

    Bitcoin ve altcoinler arasındaki yatırım getirisi, birçok faktöre bağlıdır ve her iki yatırım türü de farklı risk ve getiri profilleri sunar. İşte Bitcoin ve altcoinlerin potansiyel kazançları ve risklerini anlamak için bazı önemli noktalar: Bitcoin Avantajları: Liderlik ve Güven:  Bitcoin, kripto para piyasasının ilk ve en tanınmış para birimidir. Yatırımcılar arasında daha fazla güven ve kabul görmüştür. Likidite:  Bitcoin, diğer kripto paralara kıyasla daha yüksek bir likiditeye sahiptir, bu da büyük miktarlarda alım ve satım yapmayı kolaylaştırır. Kurumsal İlgi:  Kurumsal yatırımcılar ve büyük şirketler Bitcoin’e yatırım yapmaya başladılar, bu da uzun vadeli değer artışı beklentisini güçlendirebilir. Dezavantajları: Düşük Volatilite:  Bitcoin, altcoinlere kıyasla daha az volatil olabilir, bu da potansiyel olarak daha düşük kısa vadeli kazanç anlamına gelir. Piyasa Doygunluğu:  Bitcoin'in zaten yüksek bir piyasa değerine sahip olması, potansiyel getirilerin sınırlı olabileceği anlamına gelebilir. Altcoinler Avantajları: Yüksek Potansiyel Getiri:  Altcoinler, özellikle erken aşamalarda olanlar, çok yüksek getiri potansiyeline sahip olabilir. Çeşitlilik:  Farklı sektörlerde ve teknolojilerde faaliyet gösteren çok sayıda altcoin vardır, bu da çeşitlendirilmiş yatırım stratejileri oluşturmayı mümkün kılar. Dezavantajları: Yüksek Volatilite:  Altcoinler genellikle daha yüksek volatiliteye sahiptir, bu da büyük kazançların yanı sıra büyük kayıplar da getirebilir. Düşük Likidite:  Birçok altcoin, Bitcoin’e kıyasla daha düşük likiditeye sahiptir, bu da büyük miktarlarda alım ve satım yapmayı zorlaştırabilir. Daha Yüksek Risk:  Altcoinlerin çoğu, Bitcoin kadar yerleşik ve güvenilir değildir, bu da daha yüksek bir yatırım riski anlamına gelir. Stratejik Düşünceler Risk Toleransı:  Yatırımcılar, kendi risk toleranslarını ve finansal hedeflerini değerlendirmelidir. Daha riskli yatırımlara hazır olanlar, altcoinlere yönelebilir. Araştırma:  Altcoinlere yatırım yapmadan önce, her bir projenin arkasındaki teknoloji, ekip ve kullanım durumları hakkında kapsamlı araştırma yapılmalıdır. Portföy Çeşitlendirmesi:  Hem Bitcoin hem de çeşitli altcoinler arasında çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak, riskleri azaltabilir ve farklı yatırım fırsatlarından yararlanmayı sağlayabilir. Sonuç Bitcoin, daha güvenli ve öngörülebilir bir yatırım olarak görülürken, altcoinler daha yüksek getiri potansiyeli sunan ancak daha yüksek risk taşıyan yatırımlardır. Hangi seçeneğin daha kazançlı olacağı, yatırımcının risk toleransı, piyasa bilgisi ve yatırım stratejisine bağlıdır. En iyi yaklaşım, her iki yatırım türünü de dikkatlice değerlendirerek ve gerektiğinde profesyonel finansal danışmanlık alarak bilinçli kararlar vermektir.

  • İnsan Kaynaklarında Kullanılan Metrikler

    İnsan kaynakları (İK) metrikleri, bir organizasyonun İK performansını ve etkinliğini ölçmek için kullanılan göstergelerdir. Bu metrikler, işe alım, çalışan performansı, çalışan memnuniyeti ve bağlılığı gibi çeşitli alanlarda bilgi sağlar. İşte en yaygın kullanılan İK metrikleri: 1. İşe Alım ve Yerleştirme Metrikleri İşe Alım Süresi:  Bir pozisyonun açılmasından işe alımın tamamlanmasına kadar geçen süre. Aday Başvuru Oranı:  İş ilanlarına yapılan başvuru sayısı. Seçme Oranı:  Başvuran adayların kaçının seçildiğini gösterir. Yeni İşe Alınanların Performansı:  Yeni işe alınanların performans değerlendirmeleri. 2. Çalışan Devamlılığı ve Devir Oranı Metrikleri Çalışan Devir Oranı (Turnover Rate):  Belirli bir dönemde işten ayrılan çalışanların oranı. Zorunlu ve Gönüllü İşten Ayrılma Oranı:  İşten çıkarılan ve kendi isteğiyle ayrılan çalışanların oranı. Çalışan Devamlılık Oranı:  Belirli bir dönemde işte kalan çalışanların oranı. 3. Çalışan Performansı ve Üretkenlik Metrikleri Çalışan Verimliliği:  Bir çalışanın belirli bir zaman diliminde ürettiği çıktı miktarı. Performans Derecelendirme:  Çalışanların performans değerlendirme sonuçları. Hedeflere Ulaşma Oranı:  Çalışanların belirlenen hedeflere ulaşma oranı. 4. Çalışan Memnuniyeti ve Bağlılık Metrikleri Çalışan Memnuniyeti Anketleri:  Çalışanların genel memnuniyet düzeyini ölçen anket sonuçları. Çalışan Bağlılık Oranı:  Çalışanların organizasyona olan bağlılık düzeyi. Çalışan Öneri Oranı:  Çalışanların organizasyonu başkalarına önerme olasılığı. 5. Eğitim ve Gelişim Metrikleri Eğitim Katılım Oranı:  Çalışanların eğitim programlarına katılım oranı. Eğitim Başarı Oranı:  Eğitim programlarını başarıyla tamamlayan çalışanların oranı. Eğitim Yatırımı Geri Dönüşü (ROI):  Eğitim programlarına yapılan yatırımın geri dönüş oranı. 6. Maliyet Metrikleri İşe Alım Maliyeti:  Yeni bir çalışanı işe almanın toplam maliyeti. Çalışan Başına Eğitim Maliyeti:  Bir çalışana verilen eğitimin maliyeti. Çalışan Tazminat ve Yan Haklar Maliyeti:  Çalışanlara sağlanan maaş ve ek faydaların toplam maliyeti. 7. Diversity and Inclusion (Çeşitlilik ve Dahil Etme) Metrikleri Çeşitlilik Oranı:  Organizasyondaki farklı cinsiyet, etnik köken, yaş grupları vb. oranı. Dahil Etme İndeksi:  Çalışanların kendilerini ne kadar dahil ve değerli hissettiklerini ölçen anket sonuçları. 8. Sağlık ve Güvenlik Metrikleri İş Kazası Oranı:  İş yerinde meydana gelen kazaların oranı. Hasta Çalışan Oranı:  Belirli bir dönemde hasta olan çalışanların oranı. Sağlık Programlarına Katılım:  Çalışanların sağlık ve güvenlik programlarına katılım oranı. Bu metrikler, İK departmanlarının performansını ölçmek, iyileştirme alanlarını belirlemek ve stratejik kararlar almak için kritik öneme sahiptir. Şirketin ihtiyaçlarına ve stratejik hedeflerine göre hangi metriklerin kullanılacağı belirlenebilir ve düzenli olarak izlenerek gerekli iyileştirmeler yapılabilir.

  • Özel Şirketlerde Finans Yönetiminin Önemi

    Özel şirketlerde finans yönetimi, şirketin başarısı ve sürdürülebilirliği açısından kritik bir öneme sahiptir. İyi bir finans yönetimi, şirketin mali sağlığını koruyarak büyüme ve karlılık hedeflerine ulaşmasını sağlar. Özel şirketlerde finans yönetiminin önemini vurgulayan başlıca noktaları şu şekilde sıralayabiliriz : 1. Kaynakların Etkin Kullanımı Bütçeleme:  Gelir ve giderlerin planlanması, kaynakların verimli kullanılması. Maliyet Kontrolü:  Gereksiz harcamaların önlenmesi, maliyetlerin düşürülmesi ve karlılığın artırılması. 2. Finansal Planlama ve Tahmin Stratejik Planlama:  Uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşmak için finansal stratejilerin geliştirilmesi. Tahmin ve Projeksiyon:  Gelecekteki mali performansın tahmin edilmesi, potansiyel risklerin ve fırsatların değerlendirilmesi. 3. Sermaye Yönetimi Sermaye Tedariki:  Şirketin ihtiyaç duyduğu sermayeyi en uygun maliyetle temin etme stratejileri. Sermaye Yapısı:  Borç ve öz sermaye dengesinin sağlanması, finansal risklerin yönetilmesi. 4. Likidite Yönetimi Nakit Akışı:  Günlük operasyonlar için yeterli nakit akışının sağlanması. Likidite Planlaması:  Kısa vadeli borçların ve yükümlülüklerin karşılanabilmesi için likidite seviyelerinin korunması. 5. Yatırım Kararları Yatırım Analizi:  Potansiyel yatırım projelerinin değerlendirilmesi, risk ve getiri analizlerinin yapılması. Varlık Yönetimi:  Şirket varlıklarının en verimli şekilde yönetilmesi ve getirilerinin maksimize edilmesi. 6. Kâr Yönetimi Kâr Dağıtımı:  Kârın doğru şekilde yönetilmesi, hissedarlara dağıtılması veya yeniden yatırım yapılması. Kârlılık Analizi:  Kârlılığı artıracak stratejilerin belirlenmesi ve uygulanması. 7. Finansal Raporlama ve Analiz Raporlama Standartları:  Finansal bilgilerin doğru ve şeffaf bir şekilde raporlanması. Finansal Analiz:  Mali tabloların analiz edilmesi, şirketin mali durumunun ve performansının değerlendirilmesi. 8. Risk Yönetimi Finansal Riskler:  Döviz kuru riski, faiz oranı riski, kredi riski gibi finansal risklerin belirlenmesi ve yönetilmesi. Sigorta ve Korunma:  Riskleri minimize etmek için sigorta poliçeleri ve korunma stratejilerinin uygulanması. Örnek Çözüm Önerileri: Dijital Finans Yönetimi Araçları:  Finansal süreçleri otomatikleştiren yazılımlar kullanarak verimliliği artırmak. Finansal Danışmanlık:  Uzman finansal danışmanlardan destek alarak stratejik kararları daha sağlam temellere dayandırmak. Eğitim ve Gelişim:  Finans ekibinin sürekli eğitimlerle güncel kalmasını sağlamak, böylece en iyi uygulamaların benimsenmesi. Finans yönetimi, şirketlerin büyüme hedeflerine ulaşmasını ve rekabetçi kalmasını sağlayan temel bir işlevdir. Bu nedenle, özel şirketlerde finans yönetimi konusuna büyük önem verilmesi, uzun vadeli başarı ve sürdürülebilirlik açısından hayati öneme sahiptir.

  • İş Kurma ve Geliştirme Kılavuzu

    İşletmenizde, yalnızca web siteniz, sosyal medyanız ve diğer pazarlama biçimlerinizden çok daha fazlası vardır. Bir çok işletme sahibi sadece bunlarla işini geliştireceğini düşünüyor. Aslında, başarı için en önemli faktörler genellikle dış dünya tarafından görülmeyen işinizde yatar. Bu kılavuz, kritik karar verme sürecinizi bilgilendirmek için bu temel ilkelerin inceliklerini öğrenmenize yardımcı olmak içindir. 2000'lerin sonunda yeni kariyer fırsatları için olası bir yol olarak internete bakmaya başladıysanız, muhtemelen bu ifadeyi bir veya iki kez veya yüz kez duymuşsunuzdur. Blogosfer patlamasının yüksekliği sırasında standart tavsiye oldu. Yeni siteler orman yangını gibi olay yerine patlıyordu. Bloglama yeni bir şeydi. Herkes bir tane istedi. Ve binlerce insan binlerce kişi bir tane başlattı çünkü bloglama çoğumuzun peşinde olduğu rüya ile iç içe geçmişti. 9'dan 6'ya kadar işten kaçmak için. Kendi patronun olmak için. Sizin için anlamlı olan işleri sürdürmek ve gerçekleştirmek. Mevcut gelir seviyenizi değiştirmek (veya aşmak) için. Belki, sadece belki, sizden daha büyük büyüyebilecek ve daha fazla bir şey haline gelebilecek bir şey inşa edin - belki de siz gittikten sonra bile kutlanan ve geleceğe iyi hatırlanan başkaları üzerinde gerçek, kalıcı bir etki yaratan bir şey. Birçok girişimcinin aynı rüyayı, en azından onun geniş taslağını paylaştığını söylemeye cesaret ediyorum. Aynı zamanda rüya görmenin kolay kısım olduğunu söylemeye cesaret ediyorum. Ve blogunuzun aslında sizin işiniz olmadığı fikrinin kalbindeki cesur gerçek budur. Birçok girişimci, sadece popüler bir blog, podcast, YouTube kanalı veya geniş bir takip ile benzer bir platformun olması hayalinin kişileştirildiğini düşünerek yanlış yönlendirildi. Bu hatanın neden yapıldığını anlamak kolay olmasa da, en azından tamamen değil, uzun bir atışla değil. Yüzeyde popülerlik başarı gibi görünebilir, ancak popülerlik ve başarının eş anlamlı olduğu fikrini satın almak, pazarlamanın başarıyı kendi başına yönlendirdiği yanılgısı riskini taşır. Bu doğru değildir, ancak birçoğu kısmen düşünmeye aldanmıştır, çünkü başarıyı sadece görebildiğimiz şeylere (pazarlama) atfetmek ve daha sonra bu şeylere - ve sadece bu şeylere - hiçbir şey göz önüne alınmaksızın sınırlı olarak odaklanmak insan doğasıdır. görünmeyen diğer veriler (örneğin iş modeli, işletme bütçesi, ekip kültürü). Mesele: Pazarlama kritik bir iş işlevidir, evet, ancak tüm resim değildir ve kendi başına girişimci hayalinizi gerçeğe dönüştüremez. Rüya, gerçekten mi? Pazarlama dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, müşterilere hizmet eden ve kâr getiren gerçek bir işletmeye sahip olmak. İş dinamikleri farklıdır. Başkalarına yardımcı olmak için hizmete dayalı bir zanaat yapmak için solo bir çaba tasarlayabilirsiniz. Veya, endüstrinizde sinir bozucu bir sorunu çözen bir ürün yaratan bir girişimde bir veya iki kurucu ile ortak olmak isteyebilirsiniz. Şirket içi bir ekibi işe almanın ve yönetmenin değerini görebilirsiniz. Veya çalışanları işe alma ve yönetme umuduyla endişe duyabilirsiniz. Başlamak için herhangi bir para almak istemeyebilirsiniz, çünkü borç kavramı veya yatırımcılara sahip olmak size heebie jeebies verir. Veya yeni girişiminize hızlı ve sıcak bir başlangıç ​​yapmak için başlangıç ​​sermayesini artırmak isteyebilirsiniz. İş sonuçları da farklıdır. Asla çıkmayı umursamazsınız - yani bir şekilde satış yapmak. Bunun yerine, lütfen istediğiniz her yerde sizi rahat ettiren bir serbest iş mükemmel bir rüya gibi gelebilir. Ya da, bir çıkış vaadi çılgınca motive edici olabilir ve tam olarak neye doğru inşa etmek istediğinizi olabilir. Ya da belki de sesler arasında bir şey vardır - sadece her şeyi tek başına yapan, küçük bir ekiple mütevazi bir ölçek elde edebilen ve öngörülebilir gelecek için sağlıklı ve sürdürülebilir bir kâr yaratan bir iş. Bu önemli farklılıklara rağmen, birçok temel aynıdır. İş ortaklarınızla (varsa) şartlar ve sınırlar belirleyen bir dizi belge. İyi tanımlanmış bir iş modeli. Güçlendirilmiş bir kültür ilkeleri seti. Öngörülen maliyetleri içeren makul bir işletme planı. İş planlama, yönetme, yürütme ve dağıtma yöntemi. Bu varlıklar, herhangi bir iş girişiminin en önemli temel taşları arasındadır. Kompozit olarak, "Blogunuz sizin işiniz değil" ifadesinin "iş" kısmı ile kastedilenlerdir. Bu kılavuz, bu temel bilgilerin iplerini öğrenmenize ve bunlarla ilgili büyük kararlarda size yol göstermenize yardımcı olmak için mevcuttur. Bu konular pazarlama kadar çekici değil. Bu şeyleri seven birinden, bence bu gayet iyi - çok teşekkür ederim - çünkü işin dışa dönük flaşlık açısından eksik olduğu şey, bir işi güzel bir şey yapan içe dönük karmaşıklıklar açısından telafi etmekten daha fazlasıdır. Rüya gibi büyük bir girişimci olarak, bu iş meselelerini ciddiye almak ve onları tamamen kucaklamak için mücadele ediyorsanız, bir işin karşısında bir işi yürütmek için gerçekten bir zihniyet, içgüdü ve yetenek geliştireceksiniz. İyi Bir İş Baştan Sona Nasıl Yapılandırılır? Bir plan, bir mimarın girişimci için iş modelinin ne olduğudur. İddialı ve yaratıcı bir zihni, fikirlerini belirsiz kökenlerinden, büyük resmi desteklemek için birlikte çalışan spesifikasyonlara damıtmaya, tanımlamaya, öncelik vermeye, düzenlemeye ve uyumlu hale getirmeye zorlayan temel planlama belgeleridir. Titiz bir plan kullanılarak inşa edilmeyen herhangi bir binadan kaçmak için doğru aklınızda olacaksınız. Garip bir şekilde, birçok girişimci, işlerini, onları ve ekiplerini desteklemek için eşdeğer bir şey olmadan bir pazara sürüyor. Bu tür davranışlar, daha açık bir ifadeyle, böylesi bir şövalye tutumu tarafından kontrol edilmeyen önemli riskler nedeniyle sağlam bir yargı değildir. Kabul edilirse, bir iş modeli yoksa veya acele edilirse, toplam çöküşün meydana geleceği garanti edilmez, ancak bu sonucun gerçekleşme olasılığı önemli ölçüde daha yüksektir. “Anladım,” diyorsunuz. “Girişimcilik hayalimi gerçek bir iş modeli olarak organize edeceğim, ama bu da ne?” Birincisi, muhtemelen hayal ettiğiniz şey değil - yani, sadece bilginlerin anlayabileceği korkunç karmaşık bir şey değil. İkincisi, oluşturmak için bir ay sürmenize gerek yok. Üçüncüsü, sadece bir kez üzerinde çalışılması ve daha sonra bir rafta toz toplaması (veya bulut sürücünüzün eterinde kaybolması) gereken bir şey değildir. Ve dördüncüsü, bir tane oluşturmanın doğru bir yolu yok, ancak yakında göreceğimiz gibi dikkate alınması gereken en iyi uygulamalar var. İş modeli nedir? Joan Magretta'nın Harvard Business Review (HBR) makalesinde “İş Modelleri Neden Önemlidir” yazısının yanıtını seviyorum. Yazıda, Harvard Business School'da kıdemli bir ortak olan Margretta, iş modellerinin “kalbin, hikayelerin - işletmelerin nasıl çalıştığını açıklayan hikayeler” olduğunu yazıyor. İyi bir iş modeli Peter Drucker’ın eski sorularına cevap verir:, Müşteri kimdir? Müşterinin değeri nedir? ”Ayrıca, her yöneticinin sorması gereken temel sorulara da cevap verir: Bu işte nasıl para kazanabiliriz? Müşterilere uygun bir maliyetle nasıl değer sunabileceğimizi açıklayan temel ekonomik mantık nedir? ” Magretta, iş modellemesi uygulamasını - aslında iş modelinizi yaratma eylemi - “bilimsel yöntemin yönetimsel eşdeğeri” olarak düzgün bir şekilde özetler; daha sonra eylemde test edip gerektiğinde revize edersiniz. Ona göre, “anlatıları sayılara bağlamak” ve daha sonra her iki parametreyi de test etmek kadar basittir: (a) anlatı için, mantıklı mı? Ve (b) sayılar için, kar ve zarar tablosu Test etme konusunda endişelenme. Doğal olarak, daha sonra piyasaya sürülen ve analiz etmek için veri üreten iyi bir model oluşturduktan sonra gelir. Bu bölümdeki amaçlarımız için, kafanızda muhtemelen bir sonraki mantıksal soruyu ortaya çıkaran iş modeli modeline odaklanacağız: “Artık bir iş modelinin ne olduğunu bildiğime göre, nasıl bir tane yapabilirim?” Alex Osterwalder'a soralım. Osterwalder bir Girişimci, Konuşmacı, Yazar ve - en önemlisi - İş Modeli Tuvalinin yaratıcısı. İş modelinizi geliştirmenize yardımcı olacak birçok yöntem ve kaynak olsa da, tuvali, HBR üst düzey editörü Andrea Ovans'a göre, “muhtemelen bu hipotezleri inşa etmek için en kapsamlı şablon”. İş Modeli Tuvali şöyle görünür: Gördüğünüz gibi Osterwalder'ın tuvali, birbirine bağlı dokuz bileşen içerir: Değer Önerisi— (Ne yapıyorsunuz?) Hedef kitlenize hangi temel değeri sunuyorsunuz? Hangi ihtiyaçları karşılıyorsunuz? Müşteri Segmentleri - (Kim için yardım ediyorsunuz?) Hangi gruplar için değer yaratıyorsunuz? En önemli kitleniz kim? Müşteri İlişkileri— (Nasıl etkileşime giriyorsunuz?) Hedef kitle hangi ilişkiyi kurmanızı bekliyor? Maliyet ve biçim açısından bunu çalışmalarınıza nasıl entegre edebilirsiniz? Dağıtım Kanalları - (Onlara nasıl ulaşıyorsunuz?) Hedef kitlenize hangi kanaldan ulaşmak istiyor? Hangi kanallar en iyi sonucu verir? Ne kadar tutuyorlar? Sizin ve kitlenizin rutinlerine nasıl entegre edilebilirler? Gelir Akışları - (Ne kadar kazanacaksınız?) Kitleniz hangi değeri ödemek istiyor? Son zamanlarda ne ve nasıl ödeme yapıyorlar? Nasıl ödemeyi tercih ederler? Her gelir akışı toplam gelirlere ne kadar katkıda bulunuyor? Anahtar Kaynaklar - (Neye ihtiyacınız var?) Değer teklifiniz hangi anahtar kaynaklara ihtiyaç duyar? Kilit Faaliyetler— (Bunu nasıl yapıyorsunuz?) Değer teklifiniz hangi temel faaliyetleri gerektirir? Dağıtım kanallarınız, müşteri ilişkileriniz, gelir akışlarınız vb. İçin en önemli etkinlikler nelerdir? Kilit Ortaklar - (Size kim yardımcı olacak?) Kilit ortaklarınız / tedarikçileriniz kimler? Ortaklıklar için en önemli motivasyonlar nelerdir? Maliyet Yapısı - (Maliyeti ne olacak?) İşinizde en önemli maliyetler nelerdir? Hangi anahtar kaynaklar / faaliyetler en pahalıdır? Bu dokuz bileşen, işletmeniz için farklı ve değerli kavramları temsil eden üç önemli gruba güzel bir şekilde ayrılır: Değer Dağıtımı (sağ üç sütun) —Değerli bir döngü oluşturmak için değer teklifiniz (değerin kendisi), müşteri ilişkileriniz ve dağıtım kanallarınız aracılığıyla müşteri segmentleriniz aracılığıyla akar. Değer Yaratma (iki sütun solda) —Değer, önemli Kaynaklarınızı, önemli Faaliyetlerinizi ve iyi işleyen Legos gibi önemli ortaklarınızı birleştirerek teslim için hazırlanır ve hazırlanır. Değer Yakalama (temel) - Değer, sizin tarafınızdan (bir işletme olarak), yani maliyet yapınız üzerinden yapılan harcamalarla ilişkili olarak gelir akışlarından elde edilen gelir olarak ölçülür. İşletmenizi Osterwalder'ın tuvalini kullanarak modellemeyi seçerseniz - ve en azından ilk seferde yapmanızı öneririm - o zaman bu öğelerin dokuzunu da yapmalısınız. En iyi uygulamalar, öncelikle modelin görsel düzeninin merkezinde yer alan değer teklifinizle (Ne yapıyorsunuz?) Başlamanızı önerir. Neden buradan başlayalım? Çünkü değer teklifiniz - bazen benzersiz satış teklifiniz (USP) olarak da adlandırılır), anlatılarınızın ruhu, hikayeniz, varlık sebebinizdir. Diğer unsurları düşünmeniz ve karar vermeniz için bir ton rehberlik eder. İkincisi, değer teslimatınızın geri kalanını geliştirin. İçerdiği üç bileşeni geliştirme sırası konusunda endişelenmenize gerek yoktur. Bazı rehberlik, müşteri segmentlerinden dağıtım kanallarına ve sonra müşteri ilişkilerine ilerlemeyi önerir. Ama gerçekten, bu pinponlardan üçü birbirlerini bilgilendirmek için birbirlerini uzaklaştırıyor. Yani, eğer bir şey varsa, bir bütün olarak değer teslimatınız hakkında iyi hissedene kadar üç turda birkaç tur yapın. Ardından, değer yaratmaya dalın. Bu bölümü, değer önerisiyle aynı şekilde, yani dahil edilen bileşenler arasında çok katı bir yol izlemeden ele alın. Aksine, bunların arasında dolaşın ve bunları, bütünün değer teklifinizle geliştirildiğini ve entegre edildiğini hissettiğiniz bir noktaya birleştirin. Son olarak, değer yakalamanızı oluşturun. Sayıların ve matematiğin karışmaya attığı yer, bu da her zaman nerdy kalbimi gıdıklayan bir alan. Maliyet yapınızı yüksek bir seviyede tutmak işletmenizin işletme bütçesinin başlangıcıdır. Gelir akışlarınız için de aynısını yapmak iş planınıza bir tanım vermeye başlar. Birleştirildiğinde, bu iki bileşenin her biri P&L madalyonun farklı yarısıdır. Osterwalder'in çerçevesi o kadar popüler oldu ki, çoğaltıldı ve çok geniş bir alana yayıldı. "İş modeli tuvali" terimi için basit bir Google araması, karşılaştırılabilir referanslar olarak kullanmak üzere örneklerin yanı sıra amaçlarınız için kullanabileceğiniz birçok varyantı da (Netflix ve Tesla için iş modeli tuvali gibi) verecektir. Orijinal kreasyonlar için Osterwalder'ın kendi Strategyzer.com sitesine kesinlikle göz atın. Özellikle DIYtoolkit.org ’un iş modeli tuvalinin varyantını seviyorum. Çekirdek tuval şablonu ücretsiz olarak indirilebilir (çoğu durumda başka yerlerde olduğu gibi) ve tuvalle birlikte faydalı eğitici içerikler içerir. Kendin-yap organizasyonunun amacı — “sosyal inovasyonu tetiklemek ve desteklemek için pratik araçlar” - en üst düzeydedir. Girişimciler, bu gibi bir çerçeve kullanarak yeni girişimlerinin başlangıcında düşüncelerini güçlendirmekle birlikte, başlangıç ​​anı uygulanabilir olduğu tek zaman değildir. Yani, yeni şeyin zaten uçuşa geçmesi, ancak tamamen gelişmiş bir iş modelinde eksik olması durumunda, bir tane geliştirmek için kesinlikle çok geç değil. Ayrıca, bir işletme yaşam döngüsü içinde yeni bir büyük büyüme aşamasına girdiğinde, genellikle iş modelinin temel varsayımlarını tekrar gözden geçirip oradan adapte olması önerilir. Varsayımlar zamanla değişir. Pazar koşulları da değişir. Sonuç olarak, iş modelinizin gelecekte yeni taleplere ve fırsatlara uyum sağlaması gerekecektir. Buna hazır olun ve dört gözle bekleyin. Burada SPI'da kendi tavsiyemizi dikkate alıyoruz. Pat'ın orijinal SPI modeli, neredeyse tamamen içerik pazarlamasıyla desteklenen ortaklık gelirlerine dayanıyordu. O günler çoktan gitti. Online kurslar gibi yeni teklifler yıllar içinde kademeli olarak karışıma girdi. Çoğu yeni şey, deneyler olarak başlar; bu, şeyin kökündeki varsayımları doğrulamanın veya geçersiz kılmanın sağlıklı bir yoludur. Bugün, temel iş modeli varsayımlarımızı tekrar gözden geçiriyoruz ve misyonumuzu tam anlamıyla hayata geçirebilmemiz için işimizi geleceğe nasıl yapılandırmak ve büyütmek istediğimiz konusunda yeni taahhütler veriyoruz. Başkalarına değer yaratma ve değer sunumumuzu artırma aracı olarak yeteneklerimizi genişletmekten heyecan duyuyoruz. Artık güçlü bir iş modelinin nasıl yapılandırıldığını daha iyi anladığınıza göre, bir işi düzgün bir şekilde oluşturmak ve başlatmak için gerekenlere bakalım. Bir sonraki bölümde bu önemli konulara değineceğiz. ------------------------------------------ Parlak, umut verici, heyecan verici, oyunu değiştiren yeni bir iş fikrine sahip olmak, duyguların coşkulu bir acelesi. ?  Bu aceleyi daha önce deneyimlediyseniz, rüya sizi yasal, vergi, finansman ve ilgili konular hakkında sorulara yol açtığında, bu duyguların sizi engelleyen hiçbir şey bilmeyebileceğiniz nosedive aşina olabilirsiniz. hayallerinizi hayata geçirin. Bu zihinsel durum değişimi en iyi?  Neyse ki, işinizi kurmak ve dahil etmek kafanızın içinde nükleer bir kış tetiklemenize gerek yok. Halatları öğrendiğiniz ve organize bir şekilde ilerlediğiniz sürece, yeni işinizi çok fazla baş ağrınız olmadan vitese alabilirsiniz. Sahneyi belirlemek için, bu bölümde öğreneceğiniz değerli derslerden bazıları: Yeni işinizi nasıl akıllıca kuracağınızı ve dahil edeceğinizi keşfediyoruz: Neden siz ve eşiniz temel ilkelere uyum sağlayıncaya kadar kurucu ortak ile asla yeni bir iş girişimi oluşturmamalısınız. Yeni iş girişiminizi başlamak ve işletmek için ihtiyaç duyduğu nakit ile nasıl kapatabilirsiniz ve oluşum sürecinde bunu neden önemsemeniz gerekir. İşletmeniz için ilk oluşumunu güçlendiren ve devam eden operasyonlarını başarıyla yöneten bir işletme anlaşması geliştirmek için gerekenler. Çeşitli işletme kuruluşu türleri arasındaki farklar nelerdir, böylece yeni girişiminiz için hangisinin en iyi olduğuna karar verebilirsiniz. Kuruluş durumunuz neden önemlidir ve Delaware Eyaletine dahil olmak neden bir avantaj olabilir. Bir S-corp seçiminin ne olduğu ve potansiyel olarak önemli vergi avantajlarından yararlanmak için nasıl kullanılacağı. Tamamen meşru ve işlevsel olarak tanınması için işletmenizi federal, eyalet ve yerel ajanslara nerede kaydedebilirsiniz. Dünyanın en saygın finansal teknoloji şirketlerinden birinden özel bir seçenek de dahil olmak üzere, iş kurma yükünüzü hafifletmek için hangi çevrimiçi araçlar var. İşletmenizi ilk kez doğru şekilde kurmanıza ve dahil etmenize yardımcı olmak için avukatlar ve muhasebeciler gibi profesyonel danışmanları ne zaman dikkate alacağınızı düşünün. Şimdi, bu sahne seti ile öğrenmeye devam edelim! 1. Kurucu Ortaklarınız Varsa Onlarla Dengeli Olun Beklentileri, resmi olarak oluşturmadan önce yeni girişiminiz için sahip olabileceğiniz kurucularla uyumlu hale getirmek önemlidir. Böyle bir hizalama olmadan, neredeyse kesinlikle bireysel roller ve sorumluluklar, kilit kararların nasıl alınacağı, çatışmanın nasıl çözüleceği, hizalama bulunamadığında bağların nasıl kırılacağı ve çok daha fazlası ile ilgili sorunlar ortaya çıkacaktır. Özellikle, kurucular iş kurma sürecinde alçakgönüllülük, dürüstlük ve niyetle konuşurken önlenebilecek büyük risklerden bazıları şunlardır: Her bireyin şirketin menfaati için masaya ne getirdiğine bağlı olarak kalibre edilmemiş özkaynak tahsisi, belki de daha sonra büyük anlaşmazlıkları, sıkıntıları ve yasal ücretleri önlemek için herhangi bir belge sormadan önce en hassas konu. Kurucuların sermaye artırması, bir ekip üyesi tutması (veya ateş etmesi) ve özellikle şirketin ürün veya hizmeti ulaştıktan sonra şirketi hangi yöne götürmek gibi önemli konularda bir kilitlenmeyle karşılaşırlarsa ne olduğu belirsizliği. pazar ve şirketin iş modeli ve iş uygulamalarının yansıması dikkate alınacak veriler vardır. Bir kişinin diğerinden daha fazla zaman ve enerji koyduğu veya bir kişinin sonuç üretmek için her bir insanla bağlantılı olarak adil görünmeyebilecek diğerlerinden (veya her ikisinden) daha fazla sorumlu tutulduğu iddiasıyla birbirlerine kızgınlık. şirketteki özkaynak pozisyonları dahil tazminat. Herhangi bir nedenden ötürü herhangi bir nedenle şirketten kuruculardan çıkmakta güçlük çekilmesi, çünkü uygun bir “al / sat” (veya eşdeğeri) hüküm düşünülmemiş ve şirketi kurmadan önce kabul edilmemiştir. Kulağa tuhaf gelebilir, ancak potansiyel kurucu ortaklarla yapılan bu görüşmeler, potansiyel yaşam partnerinizle “ilişkiyi tanımlayın” (diğer bir deyişle, “DTR”) konuşmalarına çok benzer. Bu görüşmenin gerçekleşmesi gereken ilişkinizdeki aşamaya (ve eldeki iş fikrinin tartışılmasına) ulaştığınızda, bu genellikle iyi bir şeydir, çünkü ikinizin de birbiriniz hakkında ciddi olduğunu, ortak bir vizyon paylaştığını ve değer oluşturabilir ve bu çılgın iş fikrini özel bir şeye dönüşecek kadar ciddiye almaya kararlı olabilir. Aklınızda bir kurucu ortak varsa ve onunla güçlü bir uyum bulursanız, her ikinizin de düşündüğünüz bu güzel iş fikrinin başlangıç ​​sermayesi ihtiyaçlarını tartışmak için biraz zaman ayırdığınızdan emin olun. Bu girişimde size eşlik eden bir kurucu ortağınız yoksa, işiniz için başlangıç ​​sermayesi gereksinimlerini anlamak omuzlarınızda. 2. Girişim Sermayesi Hakkında Kararlar Verme Sermaye (nakit için süslü bir kelime), tüm işletmelerin dünyaya girmek, işletmek ve (umarım) büyümek ve güçlü, canlı şirketlere olgunlaşmak için ihtiyaç duyduğu enerji kaynağıdır. İşletmenizi kurmak ve dahil etmek için banka hesabınızda başlangıç ​​sermayesine ihtiyacınız olmasa da, zamanınızı ve kaynaklarınızı boşa harcamamak için şirketinizi kurmadan önce finansman stratejinizin genel olarak anlaşılması tavsiye edilir. Başından beri bir kurucu ortaklarınız varsa, onlarla fonlama konusunda uyum sağlamak, potansiyel olarak felaketle sonuçlanabilecek ilişkilere zarar vermemek için formasyon belgeleri sormadan önce tam olarak veterinerlik yapmak veya yapmak istediğiniz şeylerden biridir. . Temel olarak, başlangıç ​​işinizi finanse etmek için üç seçenek vardır: Yeni girişimlerinizi yeniden başlatmanın tanımı olan kendi tasarruflarınızı veya diğer gelir kaynaklarından (günlük iş, yan koşuşturma veya çalıştırdığınız başka bir işletme gibi) gelen pozitif nakit akışınızı kullanırsınız. Yeni girişiminiz kendi gelirini oluşturmaya başladığında, bu nakit aynı zamanda önyüklemenin bir parçası olarak sayılır. Birçok farklı şekil alabilen kredi kullanıyorsunuz: banka gibi bir finans kurumundan iş kredisi; başlangıç ​​hızlandırıcıları / kuluçka makineleri, devlet tarafından işletilen programlar veya benzerlerinden borç finansmanı; kredi kartlarını bile (hemen şimdi söyleyeceğim, şimdi tavsiye etmiyorum). Ailenizden, arkadaşlarınızdan veya başkalarından sermaye toplarsınız. Diğerleri neredeyse her zaman bazı ilk yatırımcılardır: risk kapitalistleri (VC), melek yatırımcılar, özel sermaye şirketleri. Son yıllarda, Kickstarter.com ve Indiegogo.com gibi platformlar aracılığıyla kitle fonlaması, doğrudan hayranlardan, destekçilerden ve erken benimseyenlerden sermaye toplamak için popüler bir seçenek haline geldi. Yeni işiniz için başlangıç ​​sermayesi ihtiyaçlarına tamamen ayrılan bir sonraki bölümde bu üç seçeneğin her birini inceleyeceğiz. Şimdilik, sadece para başlığının - başlangıç ​​parası ihtiyaçlarına vurgu yaparak - en başından itibaren almak için bu önemli temel direklerden biri olduğunu kabul edin. Oh, ve şimdi, yeni işinizi finanse etmek için herkese uyan tek bir planın olmadığını unutmayın. Sizin için (ve eğer varsa kurucularınız) sizin için doğru olan bir plan hazırlayın, böylece şirketinizi kurup resmileştirdiğinizde kapıdan kazanç sağlayacak şekilde konumlandırılır. 3. Bir İşletme Anlaşması Geliştirin İşinize solo kurucu olarak başlıyor ya da kurucu bir ekibin parçası olarak kuruyor olun, neredeyse her zaman bir işletme anlaşmasına ihtiyacınız vardır. Birine sahip olmak şart olmasa da, operasyonel sorunlardan kaçınmak için bir tane olması şiddetle tavsiye edilir. ABD SBA blog makalesinde, bir işletme sözleşmesinin gerekli olmasının üç nedeni listelenmiştir: (Bizi de ilgilendirdiğini düşünüyorum) İşletmenin sınırlı sorumluluk durumunu korumak için Sözlü anlaşmaları netleştirmek için Anlaşmanızı devletinizin gözünde korumak için Bir işletme anlaşması geliştirmek, çıplak ayaklarda sıcak kömürler üzerinde yürümek kadar keyifli gelebilir. Ve bu zihniyetle bu deneyime girerseniz olur. Bunun yerine, bir işletme sözleşmesini sadece sizin (ve kurucu ortaklarınızın) işletmeyi nasıl yürütmek istediğinize, uygun şartlara göre kodladığınızın sonucu olarak düşünün ve bu o kadar da kötü değil. Yalnız bir kurucuysanız, işletmenizin kurulum ve kuruluş aşamasında bir işletme sözleşmesi oluşturmak oldukça kolaydır. Başkaları ile yönetilecek terim görüşmesi yoktur. Basit bir Google aramasıyla bulabileceğiniz çevrimiçi olarak tek üyeli basit işletme sözleşmesi şablonları çoktur. Ya da, bu bölümün ilerleyen bölümlerinde ele alacağımız gibi, iş oluşumu konusunda uzmanlaşmış bir yasal firmaya girebilir veya hatta Stripe'nin Atlası veya LegalZoom gibi çevrimiçi bir aracı (diğer kritik kurucu belgelerin yanı sıra) yer. İşletmenizi federal, eyalet ve (belki de) yerel ajanslara kaydettirdiğinizde gerekli girdiler olduğundan, bir işletme sözleşmesinin birkaç kritik unsuru şimdi çağırılmalıdır. Bu unsurlar aşağıdaki gibidir: Mülkiyet, yönetim yapısı veya yöneticiler Hisse sayısı ve değeri (bir sonraki bölümde inceleyeceğimiz bir şirket varlık türü seçtiyseniz) Özellikle yukarıdaki unsurlarla ilgili olarak, işletme sözleşmesi geliştirme sürecine saygısızlık etmeyin veya hafife alınmayın. Kayıt sürecinin zorlaşmaması ve özellikle şirketin fiili operasyonunun başından beri engel olmaması için bunları ön plana çıkarın. Bu ciddiyetin ışığında, bazı girişimcilerin işletme anlaşmalarına “işten ayrılma” dediklerini duydum. Bu doğrudur çünkü iyi olanlar üyeleri için düşünceli çıkış hükümleri içerir. Daha da önemlisi, iyi niyetli bir işletme anlaşması, işinizin meşruiyetini doğrulayan, onu diğer kişiler veya devlet kurumları tarafından öznel yorumlamadan koruyan ve operasyonel büyüme ve başarı için konumlandıran temel bir yasal araçtır. İşletme sözleşmeniz üzerinde çalışırken, sormak ve cevaplamak için önemli bir soru şudur: Ne tür bir iş olmalı? Farklı işletme varlık türlerinin dünyasına hoş geldiniz. 4. Bir İşletme Varlığı Türü Seçin İşletme varlık türünüzü seçmek, Zindanlar ve Ejderhalar veya World of Warcraft gibi bir rol yapma oyununda karakterinizi seçmeye benzer. Her seçeneğin kendine özgü güçlü ve zayıf yanları vardır ve vergileriniz gibi çok ciddi konuları doğrudan etkileyeceği için bilinçli bir karar vermek önemlidir. ABD SBA'sı, “Seçtiğiniz iş yapısı günlük operasyonlardan vergilere, kişisel varlıklarınızın ne kadarının risk altında olduğuna kadar her şeyi etkiler. Size yasal koruma ve faydalar arasında doğru dengeyi sağlayan bir iş yapısı seçmelisiniz. ” İşletmelerin en yaygın biçimleri şunlardır: Şahıs şirketi Limited şirket  ortaklık Anonim Şirket  Varsayılan olarak, düzgün biçimlendirilmiş bir işletme varlığı olmadan kendi başınıza yaptığınız işten gelir elde ederseniz, tek bir mülk sahibi olursunuz. Özellikle düşük riskli bir sektörde bağımsız bir müteahhit olarak yan işlerde çalışıyorsanız, bu sizin için uygun olabilir. Ancak diğer varlık türlerini araştırırken, tek bir mülk sahibinin, örneğin bir limited şirket  gibi neredeyse koruma ve fayda kalibresi sağlamadığını hızlı bir şekilde öğreneceksiniz. Yeni iş girişiminizi tek bir mülkiyetin sağlayabileceğinden daha fazla yasal koruma ile birleştirmek istiyorsanız, bir limited şirket'in sizin için en uygun seçim olma şansı yüksektir. Genellikle kendilerinden ayrı bir işletme kurmaya özen gösteren ve profesyonel hizmetler veya bilgi ürünleri sunmayı amaçlayan tek üyeli kurucular içindir. limited şirket'lerin kurulumu hızlı, kolay ve nispeten ucuzdur. Ve limited şirket'ler, bir limited şirket için Anonim şirket seçimine fırsat verdiğimizde göreceğimiz gibi, ek yasal ve vergi hükümleriyle desteklenebilir. Saygıdeğer Melek yatırımcı gibi büyük lig yatırımcılarından sermaye artırıyorsanız, bir şirket daha iyi bir seçim olabilir. Bu sizin durumunuzsa, bir yatırım turunu yapılandırmanın ve kapatmanın karmaşık sularında gezinmenize yardımcı olabilecek deneyimli bir avukat veya hukuk bürosuna katılmanızı öneririm. Bu deneyimi, bir e-ticaret hizmet olarak yazılım (SaaS) şirketinin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olarak yaşadım. Kafanızı kolayca patlatabilecek trippy bir evren. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz, Brad Feld’in Venture Deals: Avukatınızdan Daha Akıllı Olun ve Venture Capitalist adlı kitabını şiddetle tavsiye ederim. 5. Şirket Türü Seçiminin İşletmeniz İçin Doğru Olduğuna Karar Verin Vergi kuralları ve düzenlemeleri, ticari işletme türünüze göre değişiklik gösterir. Normalde, bu kurallar ve düzenlemeler temel varlık türü seçiminize sabitlenir. Bununla birlikte, bir limited şirket kuruluşu olsa bile, şirketinizin anonim şirket olarak vergilendirilmesini sağlama seçeneği vardır.

bottom of page